Doğu Afrika‘da Tanzanya‘nın turizm cenneti olan Zanzibar Adası’nın tarihi merkezi Stone Town’a gelip de büyülenmemek neredeyse imkansız. 2000 yılından beri UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Stone Town’da gezilecek yerler için minimum bir gün ayırmanız gerekiyor. Zanzibar Adası’nda Stone Town, adanın geri kalanından tamamen ayrı bir dünya. Bir nevi İstanbul ile Türkiye’nin geri kalanı arasındaki fark bile aradaki farkı anlatmaya yetmeyebilir.
Zanzibar tatilim öncesinde Zanzibar’da nerede kalınır sorusuna yanıt ararken en mantıklı yer olarak karşıma çıkan Stone Town’un bu kadar büyüleyici bir yer olacağını tahmin etmiyordum. Mercan kayaları kullanılarak yapılan binalardan oluştuğu için adı Taş Kasaba anlamına gelen Stone Town olmuş. Aslında şehirdeki yapıların çoğu 19. yy.’a ait. Ancak dünyanın gezdiğim hiçbir yerine benzemeyen bir yer burası. (Belki de ben yeterince yer görmedim) Stone Town mimarisinde Afrika, Hint, Arap, Pers ve Avrupa kültürlerinin hepsinin etkisi görülüyor. Malum ada tarihinde bu kültürlerin hepsi çok önemli rol oynamış.
instagram hesabımı takip edin –> @cokgezenadam
Stone Town’da Gezilecek ve Görülecek Yerler
Zanzibar’a tatile gelenler için gezmeye ilk olarak Stone Town’dan başlamakta fayda var. Burada sokaklarda kaybolun. Önce bir göz aşinalığınız olsun. Sonra görülmesi gereken yerleri sıra ile gezersiniz. Sokaklarında kaybolurken yine de googlemaps de kullanmanızı öneririm çünkü tarihi şehir bildiğin labirent gibi.
Taş Şehir üç ayrı dinin bir arada yaşadığı ama öte yandan İslam’ın daha çok ön plana çıktığı bir yer. 50’nin üzerinde cami, 6 Hint tapınağı ve birkaç tane de kilise var. Stone Town’da görülecek yerlerin bir kısmı labirente benzettiğim yapının içinde, bir kısmı ise onun dışında yer alıyor. Öncelikle Forodhani Meydanı çevresindeki yapılarla gezmeye başlayabilirsiniz. Havaların sıcak olduğu öğle saatlerinde ise labirentin içinde kendinizi güneşten koruyarak gezebilirsiniz.
Forodhani Bahçesi (Forodhani Garden)
2009 yılında yaklaşık 3 milyon dolar harcanarak yenilenen Forodhani Bahçesi, şehrin en önemli yapılarının önünde deniz kenarında ufak bir park. Burası özellikle geceleri insanların buluşma noktası oluyor. Geceleri burası yerel yemeklerin satıldığı bir panayır alanına dönüyor. Bana biraz Ramazan zamanında Sultan Ahmet Meydanı’nı hatırlattı. Tabi ambiyans Afrika style 
Şişte ahtapotlar, şeker kamışını presle ezerek şeker kamışı satan abiler, kızarmış muzlar vs… Burada yemek konusunda ben pek cesaretli değildim ama ambiyans 10 numara 5 yıldız. Ama Babu Chai diye bir tezgah var ki bu amcadan zencefilli çay içmeden dönmeyin. Benim gibi siyah çay hastasına her gece zencefilli çay satmayı başardı amca:)
Forodhani Parkı aynı zamanda önemli bir buluşma noktası. Arkadaşlarınızla buluşurken genelde 1 saat sonra şurada buluşalım dediğiniz bir yer. Birçok gezilecek yere de burayı referans alıp gidebilirsiniz.
Harikalar Evi (House of Wonders – Beit el-Ajaib)
Forodhani Bahçesi’de denizi arkanıza aldığınızda karşınıza iki önemli yapı çıkıyor. Bunlardan büyük olanı Harikalar Evi ya da diğer adı ile Acayip Ev, diğeri de Arap Kalesi. 1883’te Zanzibar Sultanı Barghaş bin Said tarafından yaptırılan Harikalar Evi, o dönemde hem Tanzanya’nın hem de Afrika’nın en yüksek binası imiş. Zamanında elektriğin ve asansörün kullanıldığı ilk bina olması nedeniyle bu ad verilmiş. Bina tadilat geçirdiği için müze ziyarete kapalı.
Arap Kalesi (Arab Fort – Ngome Kongwe)
Harikalar Evi’nin yanı başında yer alan Arap Kalesi 1599 yılında adada hakimiyetleri sona eren Portekizlilere karşı adayı korumak için Ummanlılar tarafından yaptırılmış. Yıllar içerisinde hapishaneden, depoya kadar birçok işlevde kullanılmış. İçerisine 1994 yılındaki restorasyonda eklenen açık hava tiyatrosu sayesinde Zanzibar Uluslararası Filim Festivali, Zanzibar Caz Festivali ev sahipliği yapıyor. Ayrıca avlusunda gün içerisinde hediyelik eşya satan Zanzibarlılar’ın tezgahları bulunuyor. İçeriyi gezmek için herhangi bir ücret ödemiyorsunuz.
Saray Müzesi (Beit al-Sahel)
Harikalar Evi’ni karşınıza aldığınızda sol tarafta Zanzibar Sultanları’nın 1880 ile 1964 yılları arası rezidans olarak kullandıkları Saray Müzesi yer alıyor. Burası ziyarete açık ve ücretli. Müze içerisinde o dönemde sultanların kullandığı eşyaları görebilirsiniz.
Stone Town Balıkçı Limanı
Forodhani Bahçesi’nde denize doğru yüzünüzü döndüğünüzde sola doğru dönüp ilerlerseniz sizi Stone Town Balıkçı Limanı karşılayacak. Burayı iyi öğrenin çünkü Zanzibar’ın meşhur Prison Island, Nakupenda gibi birçok adasına buradaki balıkçı tekneleri ile gideceksiniz. Bu balıkçılarla da sıkı bir pazarlık yapmanızda fayda var. Bu adaların üstündeki linklere tıklayarak haklarında daha detaylı bilgi alabilirsiniz. Ayrıca balıkçılara ödemeniz gereken mantıklı rakamlar da bu yazılarda yer alıyor.
Freddie Mercury Evi
Limana sırtınızı verdiniz doğru ilerlediğinizde taksilerin beklediği durağın karşısında bir evin önünde selfie çekilen insanlar göreceksiniz. İşte orası Queen Grubu’nun meşhur solisti rahmetli Freddie Mercury ya da asıl adı ile Farrokh Bulsara’nın doğduğu iddia edilen ev. Ama sanırım aslında burası değilmiş. Ama yine de gelip insanlar burada önünde bir foto çektirmeden edemiyor. Ben de buradaydım demek isterseniz hemen yolunuzun üstü zaten.
Zanzibar’ın Dev İncir Ağacı
Forodhani Parkı’ndan balıkçı limanı değil de tam tersi yöne doğru yürürseniz sizi bu sefer de Mercury Bar isimli bir restoran karşılıyor. Onun hemen karşısında ise 1911’de Sultan Khalifa’nın emri ile ekilmiş dev incir ağacı yer alıyor. Ağacın çevresi ne olduğunu anlamadığım bir çalışma nedeniyle kapalı idi. Normalde bu ağacın gölgesi altında insanlar sosyalleşirmiş. Ancak benim ziyaretim esnasında bu pek mümkün değildi.
Eski Dispanser Binası (Old Dispensary)
Ağacı da gördük Malindi’ye doğru Mizingani Yolu’nu takip etmeye devam ediyoruz. Feribotların ve yük gemilerinin yanaştığı Zanzibar Limanı karşısında bu sefer de bizi Eski Dispanser Binası karşılıyor. Burası 1887 yılında Hintli bir tüccar tarafından fakirleri tedavi etmek üzere bir hastane olarak yaptırılmış. Sonrasında bir dispanser olarak kullanılmış. Bugün binanın içini de ücretsiz olarak ziyaret edebilirsiniz.
Bamnara Cami
Dispanser ziyaretimizden sonra yolumuza kaldığımız yerden devam ediyor ve karşımızdaki yol ikiye ayrıldığında bu sefer sağa dönüyor ve bir miktar gidip sağda bir ara sokakta Bamnara Cami’ni buluyoruz. Burası Zanzibar’ın en eski cami belki de en eski yapılarından biri. 15. yy’da yapılan bu caminin koni şeklindeki minaresi onu ilginç kılan bir diğer özelliği. Bu cami internette birçok yerde hatta Googlemaps’de bile malindi Cami olarak geçiyor çünkü bulunduğu bölgenin adı Malindi. Ancak yerli halka Malindi Cami neresi derseniz onlar sizi Ljumaa Cami’ne yönlendiriyor. Halk arasında burasının adı Bamnara Cami.
Ljumaa Cami (Malindi Cami)
Bamnara Cami’ni ararken Malindi diye arayınca halkın beni yönlendirdiği bu cami dev incir ağacı yakınlarında yer alıyor. Burası Stone Town’un en büyük camilerinden biri. 1994 yılında Arap tarzında yeniden renove edilmiş. İstanbul’daki camilerden sonra buranın çok büyük bir albenisi yok. Ama cuma namazı kılmak isteyenler için doğru adreslerden biri burası.
Anglikan Kilisesi ve Köle Pazarı (Anglican Christ Church)
Yıllarca Afrika’daki kölelerin bir toplanma merkezi olan Zanzibar’da eski köle pazarı bulunuyor. Köleliğin son buluşuna ithafen bu pazarın karşısına bir Anglikan Kilisesi yaptırılmış. Ayrıca kölelerin kırbaçlandığı ağacın önüne de İsveçli heykeltıraş Clara Cornas tarafından yapılan 5 kölenin heykeli yerleştirilmiş. Bugün tüm bu alanı ziyaret için bir ücret ödemeniz gerekiyor.
St. Joseph’s Roman Catholic Cathedral
Taş şehirde labirent yapı içerisinde kalan bu kilise Fransız misyonerler tarafından 1893-1898 yılları arasında Marsilya’nın ünlü katedral binası örnek alınarak inşa edilmiş. 2004 yılında bir restorasyon geçirmiş. Pazar ayinlerine katılıp Svahilice (Tanzanya’nın resmi dili) koro müziği nasıl oluyor deneyimleyebilirsiniz.
Shree Hindu Tapınağı
Adanın kültüründe Hinduların da çok önemli bir yeri var. Doğal olarak da birçok Hindu Tapınağı yer alıyor. Bunlardan en heybetlisi Shree Hindu Tapınağı. Ziyaret saatleri biraz garip. Sabah 6-12 arası ile akşam 5-8 arası ziyarete açık. Öğlen 12 ile 5 arası giderseniz kapı duvar.
Hamamni Pers Hamamı
Sultan Barghash bin Said tarafından 1870 ile 1888 arasında yaptırılan bu hamama Pers Hamamı denmesinin nedeni Şiraz mimarisinde inşa edilmiş olması imiş. 1920 yılına kadar hamam olarak kullanılmış. Bugün ise sadece bir kısmı müze olarak turistlerin ziyaretine açık.
Meşhur Zanzibar Kapıları
Stone Town’ın labirent sokaklarında gezerken belki de en çok dikkatinizi çeken şey kapılar oluyor. Kapılar için öyle söylentiler var ki şaşırmamak elde değil. Örneğin daha ev yapılmadan kapısı sipariş veriliyor dendiğini bile duydum. Kapılardaki işçilik gerçekten göz kamaştırıcı. Ayrıca kapılardaki işçilikler o evde yaşayan ailenin Müslüman mı yoksa Hindu mu olduğunu da gösteriyor. Örneğin kapılarda sivri boynuza benzer çıkıntılar varsa anlayın ki o ev bir Hindu evi. Bunun nedeni ise Hindistan’da kapılarını fillere karşı korumak için böyle bir yöntem geliştirmişler. Buraya yerleştirdiklerinde de o geleneklerini buraya taşımışlar. Müslüman evlerinin kapılarında ise kuran ayetleri ve çeşitli İslami figürlerin olduğu işlemeler sizi selamlayabiliyor.
Darajani Pazarı
Anglikan Kilisesi yakınlarında şehrin önemli pazarı Darajani’yi de görmeden Stone Town’u gezmek olmaz. Burası Forodhani’den farklı olarak daha çok yerlilerin olduğu ilginç bir pazar yeri. Hemen yanında balık pazarı davar. Burada burnunuzu tıkamanız faydalı olabilir. Yeme içme anlamında oldukça zengin bir pazar burası. hayatınız boyunca görmediğiniz tropikal meyve ve sebzeler oldukça komik rakamlara bu pazarda satılıyor. Pazarın hemen arkasında da baharat pazarı yer alıyor. Malum ada baharatları ile de meşhur.
Stone Town’da Nerede Kalınır?
Stone Town’da genelde en uygun oteller Malindi bölgesinde. Ama ben oradaki otelleri lokasyon açısından pek önermiyorum. Hem Taş Şehir’e 15-20 dakika bir yürüme mesafesi var hem de geceleri pek tekin havası yok. Ben yürüdüm başıma bir şey gelmedi ama yolda selamlaştığım ve biraz sohbet ettiğim iki Tanzanyalı çantanı önüne al motosikletle “beach boy”lar gelip çantanı çalmaya çalışabilir dediler. Ben Taş Şehrin içinde Lebanon Brother Corner diye adlandırılan bir bölgede İranlı bir ailenin evinde oda kiraladım. Buraya geceliği 9 dolar ödedim. Aile de burada kaldığı için ev oldukça temizdi. 3 katlı bu binanın üst katındaki odalarda genelde uzun süreli konaklama yapan Kanadalılar kalıyordu. Üst kattaki mutfağı da kullanabiliyorsunuz. Booking’de yer almıyor. Bu pansiyonda kalmak isterseniz Shah’ı arayabilirsiniz. Kendisi whatsapp da kullanıyor. Telefonu: +255773866766
Daha detaylı bilgi için “Zanzibar’da Nerede Kalınır?” yazıma da bakabilirsiniz.
Stone Town’da Nerede Ne Yenir Ne İçilir?
Açıkçası Tanzanya mutfağı öyle ayılıp bayıldığım bir mutfak olmadı. Burada daha çok aç kalmama odaklı beslendim. Genelde sabahları bakkaldan yumurta alıp İstanbul’dan getirdiğim peynirlerle kahvaltı hazırlıyordum. Akşam yemekleri için bazı güzel noktalar buldum tabi ki de. Turistlerin de takıldığı Lukmaan Restoran düşük bütçeli yerel yemekler için ideal bir adres. Gün batımını izlerken yemeğin tadını çıkartabileceğiniz 6 Degrees South Lukmaan’a göre daha lüks bir alternatif olabilir. Lüks diyorum ama Lukmaan’a göre lüks, İstanbul’a göre normal fiyatlarda. Forodhani Pazarı’nda yerel yemekler için insanların tercih ettiği ama benim Babu Chai dışında pek cesaret edemediğim bir yer. (Biraz pimpirikliyimdir maalesef) Mekanların fiyatları ve mekanlar hakkında daha detaylı bilgiler için “Zanzibar’da Nerede Ne Yenir, Yeme İçme Tavsiyeleri” yazıma bir göz atmanızı öneririm.
Stone Town Gece Hayatı
Taş şehir ufak da olsa Stone Town gece hayatı yine de hareketli. Africa House Hotel çevresinde çeşitli mekanlar var. Biz Tatu adlı bir mekana gittik. Burası her gece hareketli olan bir mekan. Tabi ki de eğlence anlamında burası bir Paje değil. (Paje adanın doğusunda daha çok sörfçülerin takıldığı bölgenin adı) Ayrıca adanın kuzeyindeki Kendwa‘da ayda 2 defa Full Moon Party düzenleniyormuş. Burası Stone Town’dan yaklaşık 62 km uzaklıkta yer alıyor.
Stone Town’a Nasıl Gidilir?
Türkiye’den Tanzanya’ya THY’nin 3 farklı şehre direkt uçuşu var. Bunlardan biri de Zanzibar. Zanzibar havalimanından taksi ile şehir merkezi arası çok yakın. Yaklaşık 7 km yolculuk için taksi ile 10 bin Şiline (17 TL) anlaşmanız mümkün. Buraya daha farklı ulaşım yolları ve ada içerisinde ulaşım yolları ve tüyoları için “Zanzibar Adası’na Nasıl Gidilir? Ulaşım Tüyoları” yazıma göz atabilirsiniz.
Zanzibar Stone Town Yolculuğu Hakkında Uyarılar
Açıkçası Zanzibar benim son yıllarda en etkilendiğim seyahatlerimden biri oldu. Ancak gezi olayı oldukça sübjektiftir. Burasının herkeste aynı etkiyi yapacağını düşünmüyorum. Genelde Yunanistan, İtalya ya da Bodrum gibi yerlerden hoşlanan biri iseniz burası size oradaki lüksü vermeyebilir. Adanın genelinde bir su sorunu var. Doğal olarak hijyen konusu da çok yüksek değil. Stone Town kirliliği içinde güzel bir yer. Bir nevi altın çöpe düşse değerinden kaybeder mi modunda. Ayrıca size sürekli bir şeyler satmak isteyen satıcıların yapışkanlığı ve pazarlık yapamadan bir şey alırsanız kazıklanacağınız gibi unsurları kabul edip gelmeniz gerekiyor. Ayrıca sivrisineklere karşı akşamları sinek kovucu spreyler kullanılması gerekiyor. Tüm bu kabullenişler sonrasında benim gibi acayip keyif alabileceğiniz bir yer. Sonuçta burası çok tehlikeli ve kötü bir yer olsa onca Avrupalı akın akın buraya gelmezdi değil mi?
Zanzibar’a seyahat edecekseniz aşağıdaki yazılar da ilginizi çekebilir: