Hayaller Paris, gerçekler Muş diye bir söz vardır ya benim de hikayem o misal. Bir süredir evde yatan pasaportum yılbaşında bayram etsin dedim ve Budapeşte‘ye bilet aldım. Her şey de çok güzel başlamıştı. Ama hikayeler hikayeciyi çekermiş. Bizi de nasıl bir maceranın beklediğini hayal bile etmeden yola koyulduk. Sonra maceralar aldı başını gitti. Biz de maceraları kovaladık.

Aslında her şey bir planla başladı. 31 Aralık 2015 günü öğlen 11:50 uçağı ile İstanbul‘dan Budapeşte’ye uçup yılbaşına Budapeşte’de girmeyi planlıyorduk. O gün aslında Budapeşte’ye 3 uçuş vardı. Biri bizim seçtiğimiz, diğerleri de sabah 7:20 ve akşam saat 18:25’de idi. Biz hem uykumuzu rahat almak hem de öğlen otel odamızın saatine denk gelsin diye bu saati tercih etmiştik. Florya’da oturmanın verdiği rahatlıkla saat 9 sularında evden çıktım. 9 buçuk gibi tüm check in işlemlerimi de tamamlayıp arkadaşım Ahmet ile kendimizi THY’nin CIP Lounge’una attık.

instagram hesabımı takip edin –> @cokgezenadam

Burada leziz bir kahvaltı yaptık. Lounge’un tadını çıkardık. O sıralar her şey güzeldi. Tabi lounge’da uçuş bilgilerine baktığımızda birçok uçakta yaşanan rötar ve iptaller o sıra bizi pek endişelendirmiyordu. Derken bizim uçuşumuza da 1 saat gibi bir rötar geldi. Bu alıştığımız bir şeydi hele de İstanbul’un o günkü karlı havasını düşününce pek de yadırgamadık. Biz de sonuçta rahatsız bir yerde değildik.

Otobüse Bindik ve Geri İndik

Lounge’un tadını bir saat daha fazla çıkartırız dedik. Derken bizim saatimiz geldi ve uçağın kalkacağı 307 nolu kapıya geldik. Otobüse bindik, otobüs tam hareket edecekti ki, bir görevli geldi ve pistteki kar nedeniyle uçağın şuan kalkamayacağını söyledi ve bizleri otobüsten indirdi. İndirme nedeni olarak bizi uçakta bekletmek istememelerini gösterdi. Tabi otobüsten inince herkesin biletleri yeniden verilmeliydi. O biletlerin bulunması da ufak çaplı bir kaos ortamı oluşturdu. Ne kadar rötar olacağı söylenmedi ama en az 1 saat süreceği bildirildi. Biz de tekrar lounge’a döndük.

Tabi lounge’daki uçak kalkış bilgileri sabahtan beri aynı idi. Bu uçuşların çoğu kardan dolayı yapılamıyordu. Ama bazı şanslı uçuşlar da yok değildi :)Hal böyle olunca o panoda bir türlü bizim uçuşun bilgisine yer gelmiyordu. Biz de sürekli CIP görevli deskindeki bilgisayarlardan uçuşumuzun saatini sorgulattırıyorduk. Derken saat 2:30 sularında uçağımızın kalkış yapacağını öğrendik.

Bu arada bizim uçağın ilk rötarından sonra hiçbir havalimanı bilgilendirme panosunda gözükmediğini de belirtmeden edemeyeceğim. Bu durumu sorduğum bir THY görevlisi, o kadar çok uçuşta rötar ya da iptal var ki panolarda yer kalmadı diye söyledi.

Rötara Rağmen Sonunda O Uçağa Binilir

Biniş kapısına geldiğimizde hem alan çok kalabalıktı hem de bizim uçuşun yerine Londra uçuşu yazıyordu ama o kalabalığı delip ulaşmayı başardığımızda o kapıdan bizim yolcuların alındığını gördük. Uçağa zor da olsa bindik. Oysaki asıl zorluğun daha yeni başladığından haberdar değildik.

Uçakta herkes yerleştikten sonra kapılar kapandı ama uçak hareket edemedi. Önce uçağı çekmesi gereken çekici güçsüz kaldı ve yeni bir çekici gelmesini bekledik. O çekici geldi ve uçağı çekerken bozuldu. Bu sefer yeni bir çekici gelmesini bekledik. Tabi bu araçların gelmeleri minimum size bir saat kaybettiriyor. Bu süreçte ilk yemek servisi uçak kalkmadan uçakta yapıldı. Derken üçüncü çekici başarı ile uçağı kuyruğa gireceği piste çekmeyi başardı. Sonuçta hava şartları ve birçok uçağın rötarı nedeniyle burada da uzun bir kuyruk vardı ve ciddi bir bekleyiş oldu. Sıra bize doğru gelirken bu sefer uçağın özel bir kimyasalla yıkanması gerektiği ve bu sürenin yaklaşık 45 dakika olacağı anons edildi. Karlı hava şartlarında güvenlik amaçlı uçaklara yapılan bir prosedürmüş.Ben de bu uçuşta öğrendim.

Tam Uçuyorduk ki…

Artık her şey hazır yarım saate uçacağız derken bir yolcu kriz geçirmeye başladı. Annesi koridorda bir orayı bir burayı arıyor hosteslerle konuşuyordu. Çocuk (tahmini 25-30 yaşları arasında olması lazım) onu ikna etmeye çalışan kabin amirine “İnicem ben anlamıyor musunuz” diye bağırıp çağırmaya başladı ve şiddet uygulamaya kalktı. Bunun üzerine yolcuyu ambulansın alması için sıramızdan ayrılmamız ve yeniden aprona dönmemiz gerekti. Bu süreç tam 2 buçuk saat sürdü. Oysa uçak kalkabilse 1 buçuk saat sonra Budapeşte’de olacaktık.

2 buçuk saat sonrasında uçağa polis ve sağlık ekibi geldi. Sağlık ekibi yolcunun hastalığını olmadığını sadece sinir krizi geçirdiğini söyledi. Yolcu hemen benim hizamda olduğu için sağlık ekibinin konuşmaları tam yanımda oluyordu. Bunun üzerine yolcu, annesi ve yolculuğa devam etmek istemeyen birkaç yolcu uçaktan indiler.

Havayollarını Rötara Uğratan Yolcunun Akibeti Ne Olur?

Bu mevzuyu kabin amirine sorduğumda biz o riski alamazdık, öyle bir yolcu uçaktayken uçamazdık dedi. Güvenlik açısından baktığımızda haklı. Ama insan düşünmeden edemiyor. Bir havayoluna zarar vermek istiyorsanız birkaç uçağına kötü niyetli yolcu sokup, uçak kalkacağı zamana doğru “İnicem ben hastayım indirin beni” diye bağırtsanız uçak minimum 2 saat rötar yer. Bu süre daha da uzayabilir. Bu yolcuların hasta olmadığı anlaşılınca polis nezaretinde çıkıyor uçaktan. Ama açıkçası “ben sinir krizi geçirdim” dese bunun kontrol mekanizması nedir? Mesela bizim uçuşu yaklaşık 5 saat ekstra rötar yaptıran yolcu herhangi bir adli ceza aldı mı merak ediyorum.

Neyse uçuşumuza geri dönersek, “hasta “yolcu ve diğer yolculuğa devam etmek istemeyen yolcular indikten sonra yeniden bizi çekmesi için bir çekici gönderildi. Tahmin edin ne oldu? Çekici bizi çekmek için yeterince güçlü çıkmadı. Yeni bir çekici bekledik. O da geldi. Peki sonuç? O da güçsüz çıktı.

Bu arada tam hangi arada olduğunu hatırlamadığım iki gecikme faktörümüz daha oldu. Bir kere yeniden yakıt ikmali yapmamız gerektiği için bir kere de yeniden yemek ikmali yapmak için sıramızdan feragat etmemiz gerekti. Bu süreçte uçağın içi ise tam bir curcuna alanına döndü. Koridorlar oraya buraya giden yolcular ile doldu. Bazıları sinirlerine hakim olamadı. Bazıları da bizim gibi deliye vurdu, durumdan keyif almaya çalıştı. Bir nevi Lost uçağı gibiydik. Uçağın birçoğu birbiri ile kaynaştı.

11:50’ye Niyet 22:30’a Kısmet

Bu arada üçüncü çekici geldi ve bizi çekmeyi başardı. Yeniden sıramızı aldık. Yeniden kimyasalımız sürülmeye başlandı. Tahmin edin bu sefer de ne oldu. Kimyasal süren aracın kimyasalı bitti. Yeni bir aracın gelmesini bekledik:) Neyse ki bu diğer beklemelerimize göre daha kısa idi. En sonunda da sıra bize geldi. Saat 22:30’da tam uçuşa kalkacağız. Bu sefer de kar bir anda tipiye dönüştü.

Artık eyvah diyordum ki, bence pilot da bu işi inada bindirdi ve o uçağı kaldırdı. Artık umudu kaybettiğimiz o uçuş en sonunda gerçekleşti. 11:50’da kalkması gereken uçak 22:30’da kalkabildi. Bunun yaklaşık 7 buçuk 8 saati de uçak içinde geçti. Açıkçası o kadar yıldır sayısız uçuş gerçekleştirdim hayatımda bu kadar uzun bir rötar üstelik de uçak içinde gerçekleştirmedim.

Otomobille Uçaktan Daha Hızlı Olur muydu?

Açıkçası daha önce İstanbul’dan Budapeşte’ye otomobille gitmiş biri olarak acaba sabah evden araba ile çıksaydım daha önce varabilir miydim dedim kendi kendime:) iki şehir arası yaklaşık 1500 km. Hesap kitap yapınca teorik olarak şansınız yok değil. Tabi dinlenme, Bulgaristan’daki hız sınırları ve polisin rutin kontrolleri, Romanya’da pek fazla otoban olmaması gibi sebepler bu teoriyi pratiğe dönüştürmede mani olan noktalar.

İşin bir ayrı boyutu da öğlenleyim rötarın daha ilk saatlerinde yılbaşına da uçakta girermişiz esprileri “hayaldi gerçek oldu” dedirtti. Türkiye saati ile yılbaşına uçakta girdik. Budapeşte saati ile de takside…:)

Gelelim THY Personeline

Gelelim THY personeline. Açıkçası uçuş sonrası çok sert yazılar da okudum. Bu yazılarda yanlış bilgiler de olduğunu düşünüyorum. Genelde problem yaşanan uçuşlarda insanlar direkt muhatap buldukları kişiler kabin ekibi olunca onlara kızıyor. Ancak uçuşun rötarından onlar suçlu olmuyor. Ya da güçsüz çekici gönderen kişi onlar değil. Tabi bunların sorumluları ortaya çıkmadığı için insanların siniri onlara yöneliyor. Açıkçası benim uçuş esnasında konuştuğum kabin amiri hanımefendi oldukça nazik ve düzgün biri idi. Bence ekibin tek hatası bilgilendirmeleri az yapmaları oldu. İnsanlar onları neyin beklediğini bilmedikleri için sinirlendiler. Sonuçta baktığınızda o gün bu sorunları yaşayan tek uçuş bizimkisi değildi. THY’nin 200’ün üzerinde uçuşu iptal edildi diye biliyorum. Biz bu şartlarda uçmayı başardık. Bence burada hata kışın bir rutini olan kar yağışına karşı havalimanı yetkilileri ve THY yönetiminin gerekli önlemleri alamamış olması gösterilebilir.

Uçak Rötarlarında Yolcu Hakları Neler?

Açıkçası bu uçuşta yolcuların en çok konuştuğu konulardan biri de uçak rötarlarında yolcu hakları idi. Kaç saatte bilet iade hakkımız olur? Kaç saatte yemek hakkımız olur gibi sorular soruldu, bu konuda internet aramaları yapıldı. Bu konuda sizlerle THY’nin ve Pegasus’un sitelerinde yayınlanan dokümanların linkleri ile CNN Türk’te yayınlanan bir haberin linkini paylaşıyorum. Tabi buralarda yazılan saatlerdeki rötarlarla bizim rötarımız arasında fark vardı. Yoğun kar yağışı mücbir sebep olarak gösterilip havayolu şirketi bu süreçte kendini haklı gösterebilir. Benden uyarması…

Uçak Rötarlarında Yolcu Hakları Üzerine Linkler

Mil Harcamak Durumunda Olanlar İçin: 20 bin mil ile 2800 TL’lik THY uçak bileti nasıl aldığımı anlattığım aşağıdaki yazımı da okuyabilirsiniz.

THY Milleri Yanacak Miles&Smiles Üyelerine Mil Harcama Tavsiyeleri

Biz Yine de Budapeşte’ye Gideriz Diyenler İçin İse Budapaşte Gezi Notlarım Aşağıda

10 YORUMLAR

  1. Merhaba
    ocak ayı için planladığım budapeşte gezisi ile ilgili yazınızı okurken 10 saatlik rötarınızdan da haberdar oldum. ben de 4 arkadaşımla birlikte eylül ayında bir italya gezisinden dönerken pegasus havayolları ile bolognada 10 saatlik bir rötar yaşadık. üstelik bologna havaalanında hiçbir muhatabımız da yoktu ve müşteri hizmetlerinden yanlış bilgi alabiliyorduk. neyse netice olarak önce havayolu şirketinden online başvuru ile bilet bedelini ve yolcu haklarından doğan tazminat hakkımızı talep ettik. tabi ki neticesiz kaldı. bunun üzerine (10 gün cevapsız bırakma ya da başvurunun reddi halinde) sivil havacılık genel müdürlüğünün internet sayfasından yine online şikayette bulunduk. netice olarak kişi başı 400 Euro tazminatımızı aldık. bunu yolcu haklarından daha fazla kişinin haberdar olması adına paylaşıyorum.
    herkese iyi yolculuklar 🙂

  2. Bir gün Adana’dan İstanbul’a uçarken fazla satılan bir biletten dolayı uçağa binen kişi oturacak yer bulamamıştı. Onu uçaktan indirdikten sonra ise standart bir güvenlik önlemi(kabin ekibinin dediğine göre) olarak tüm bagajlar ve kime ait oldukları teker teker kabin ekibi tarafından kontrol edilmişti. Sebep ise uçak kalkmadan biniş-iniş yapan birisi uçağa bomba veya benzeri bir şey bırakıp inmiş olabilirdi. Sizin yazınızı okurken bu durumu merak ettim. Madem birisi sinir krizi sebebiyle indi. Bir bagaj kontrolü oldu mu? Olması gerekirdi sanki.

    • Açıkçası dediğiniz durum bizim uçakta da oldu ama çok sıkı yapıldı dersem yalan olur. Ama daha sonra başka bir uçuşumda THY kabin görevlileri teker teker tüm kabin içi bagajları sahiplerine göstertip içlerine baktırdı güvenlik nedeniyle.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz