İtalya‘nın kuzeyinde Lombardiya bölgesinin başkenti olan Milano‘ya nisan sonunda yine iş için yolum düştü. Ancak bu gezimde de Milano’da yeni yerler ve yeni tatlar keşfetme imkanım oldu. Milano’da gezilecek ve görülecek yerler olarak biraz klasiklerin dışına çıktım. Milano’da yeme içme konusunda da Pirelli ekibinin de tüyoları sayesinde her seferinde yeni yerler keşfediyorum. Bu yüzden klasik bir Milano gezi rehberi yerine sizler için alternatif bir Milano gezi notları hazırladım.

Öncelikle Milano’ya gitmeden önce bilmeniz gereken bilgiler ile başlayayım. Şehir İtalya’da yer aldığı için öncelikle bir Shengen (Şengen) vizenizin olması gerekiyor. Ülkenin ana dili İtalyanca. Milano kozmopolit bir şehir olduğu için genelde İngilizce konuşan birini bulmak çok zor olmuyor. İtalya’da yazın saatler Türkiye’den 1 saat geri. Yani bizde saat 11 iken orada saat 10 oluyor. Ama kış döneminde fark ikiye çıkıyor. Para birimi de Euro (Avro) yani TL x 5. Yani eyvah eyvah. Ama buna rağmen bazı şeyler ama sadece bazı şeyler bizden ucuz. Bunların başında da kahve geliyor. Çoğu lüks yerde bile 1 Euro’ya kahve içebiliyorsunuz. Başkent Roma’dan sonra ülkenin en kalabalık 2 şehri. Burası İtalya’nın ekonomik başkenti olması itibari ile İstanbul’u andırıyor. Ayrıca moda denildiğinde de dünyada akla gelen birkaç şehirden bir tanesi.

instagram hesabımı takip edin –> @cokgezenadam

Milano’ya Nasıl Gidilir?

Milano Galleria Vittorio Emanuele
Milano Galleria Vittorio Emanuele Alışveriş Merkezi

İstanbul’dan Milano’ya THY ve Pegasus uçuyor. Yakın dönemde Pegasus Alitalia ile ortak uçuşlara başladı. Biz iş için erken gitmemiz gerekiyordu bu yüzden THY’nin sabah 7:35 (Türkiye saati) uçuşunu tercih ettik. Yaklaşık 2 saat 55 dk’da (İtalya saati ile 9:30) şehre varıyorsunuz. Ama bu saatteki uçuş gün boyu insanı zorluyor. Ben Florya’da oturmam rağmen 4 gibi kalkmak zorunda kaldım. Malpensa Havalimanı Expo 2015’ten sonra yenilenmiş oldukça modern bir havalimanı. Burası şehir merkezinden 49 km uzaklıkta yer alıyor. Tren ile 13 Euro, otobüs (shuttle) ile de 10 Euro karşılığında şehir merkezine gidilebiliyor. Biz özel araç ile gittik. Ayrıca Milano Card alırsanız shuttle’da yüzde 10 indirim kazanıyor ve şehir içi toplu taşımalara ödeme yapmıyorsunuz. Bazı müzeler ücretsiz bazıları da indirimli oluyor. Bu kart da 1-2 ve 3 günlük satılıyor. Ücreti de (8-14 ve 19 Euro)

Milano’da Görülecek Yerler

https://www.instagram.com/p/BiHEH0RFRCv/?hl=tr&taken-by=cokgezenadam

Havalimanından otelimize uğramadan ilk durağımız Pirelli HangarBicocca oldu. Burası şehrin Bicocca diye adlandırılan daha endüstriyel bir bölgesi. Pirelli’nin Genel Merkezi ve Ar-Ge’si burada bulunuyor. Bu sebeple buradaki halk için de kültür sanat adına da önemli yatırımlar yapmışlar. Bunlardan bir tanesi de Pirelli HangarBicocca. Eski bir lokomotif fabrikası 2004 yılında Pirelli Vakfı tarafından restore edilerek çağdaş sanatın tanıtımı ve üretimi odaklı bir kuruma dönüştürülmüş. 15.000 metrekarelik alanıyla Avrupa’nın en büyük bütünleşik sergi mekanlarından biri. 2013 yılından beri sanat yönetmenliğini Vicente Todoli’nin yaptığı komplekste 3 ayrı salonda 3 farklı geçici enstalasyonlar yer alıyor.

Pirelli HangarBicocca’da Anlsem Kiefer’in Seven Heavenly Palaces 2004-2015 (Yedi Göksel Saray) eseri

Ayrıca Anselm Kiefer tarafından mekanın açılışı için özel olarak yapılan Seven Heavenly Palaces 2004-2015 (Yedi Göksel Saray) adlı enstalasyona da kalıcı ev sahipliği yapıyor. Bu eseri muhakkak görmelisiniz. Benim gibi pek çağdaş sanat tutkunu olmayan biri bile etkileniyor. Öyle söyleyeyim. Üstelik bu alanı gezmek ücretsiz. Pirelli sağ olsun. Perşembeden pazara 10:00-22:00 arası ziyarete açık. Pazartesi çarşamba kapalı. Burası hakkında daha detaylı bilgilere “Milano’da Ücretsiz Müzeler: Pirelli HangarBicocca” yazımdan ulaşabilirsiniz.

Milano’da Nerede Ne Yenir Ne İçilir?

Pirelli HangarBicocca’daki sanatsal gezimiz doğal olarak bizi biraz acıktırdı. Öğle yemeği için tercihimiz ise yine mekanın lobisinde yer alan Uita Bistrot oldu. Burası oldukça şirin güzel bir bistrot. Ana yemekler 10-15 Euro bandında, kahve 1 Euro. Bahçesi de yemek sonrası kahve için oldukça keyifli bir yer.

Ben daha şık, şıkır şıkır bir yer istiyorum diyenler için  Trattoria Arlati dall1936 Milano (Googlemaps konumu) efsane bir yer. Bicocca’da işiniz yoksa bile buraya yemek yemeye gelebilirsiniz. Özellikle ossobucco (kemikli et) diye adlandırılan yemekleri spesiyaliteleri olarak öneriliyor. Mekanın dekorasyonu, çalışanların ilgisi de oldukça iyi. Çok Gezen Adam söylemişti dersiniz. Teklif var ısrar yok.

Yemek faslından sonra bizim bölgede bir takım işlerimiz vardı. Ama açık yakalarsanız burada Pirelli Vakfı’nı da gezmenizi öneririm. Önceden randevu alırsanız burasının da ziyareti ücretsiz. Pirelli’nin tüm tarihini burada sergiliyorlar. Son 50 yılın Pirelli Takvimleri de ciltlenmiş şekilde masalarda duruyor. Detaylar için: Pirelli Foundation Web Sitesi

Milano’da Nerede Kalınır?

Biz işlerimiz bittikten sonra otelimize geçtik. Bicocca’dan otelimizin bulunduğu Duomo Bölgesi yaklaşık 9 km uzaklıkta yer alıyor. Duomo Meydanı adını meşhur Duomo Katedrali’nden alıyor. Biz buranın en meşhur otellerinden Starhotels Rosa Grande’de kaldık. Duomo Katedrali’nin 100 metre arkasında oldukça merkezi bir 5 yıldızlı otel. Restoranını da Eataly işletiyor. Bu açıdan kahvaltısı da iyi. O paraya da bir zahmet iyi olsun zaten. Geceliği ortalamada 1000 TL’ye geliyor. İş için gitmesem genelde lüks otellerde kalmıyorum. Geçen aylarda 3 günlük Barselona gezimin uçak ve konaklama dahil bütçesi 700 TL olmuştu. Onun detayları için Barselona Gezi Rehberi (3 Günlük Gezi Notları)

Ben bireysel tatil düşünüyor olsam gece çıkmak için daha yakın olur diye Corso Como Caddesi yakınlarından bir hostel arardım.Zaten gündüz her yere metro var. Milano Card’ı da aldınız mı her yere rahat ulaşılır. Mühim olan gece dışarı çıktığınızda kalacağınız yerin yakın ve yürünebilir mesafede olması.

Duomo Katedrali

Otele yerleştikten sonra biraz etrafta turlayalım dedik. İlk durağımız doğal olarak Duomo katedrali oldu. Yapımına 1386 yılında başlanan katedralin bitimi 519 yıl sürmüş. Bu yüzden İtalya’da bir iş yavaş gittiğinde Duomo’nun inşaatı gibi yavaş deniyormuş. Burası Avrupa’nın 4., Vatikan’daki San Pietro’yı saymazsak İtalya’nın ise en büyük katedrali. Üzerinde 300’ün üzerinde heykel olan bu görkemli yapının içine girmek isterseniz giriş ücreti 2 Euro. Ama terasına da çıkayım manzaranın tadına varayım diyorsanız merdivenlerden çıkış 9 Euro, asansör ise 13 Euro. Milano Card ile teras fiyatlarında da yüzde 10 indirim var.

Duomo Katedrali’nin önü gündüz vakitlerinde Taksim Meydanı’nı andırıyor. Özellikle havalar güzelleştikçe hınca hınç bir kalabalık ve çeksene beni mafyası dolu. Benim hiç bir zaman alışveriş yapmayacağım pahalılıkta lüks markaların mağazaları ile çevrili meydanın Duomo’yu arkanıza aldığınızda sağında kalan şatafatlı pasajı dikkatinizden kaçmayacak. Burası Vittorio Emanuele Pasajı. Adını İtalya’nın birliğini sağlayan İlk İtalya Kralı Vittorio Emanuele’den alıyor. 1861 yılında tasarlanıp mühendis Guiseppe Mengoni tarafından yapılan bu pasaj İtalya’nın en eski alışveriş merkezi. Tabi bizim gibi kapalı çarşı ve mısır çarşısı gibi yapılara sahip bir ülke için 1800’lü yılların sonunda yapılmış bir alışveriş merkezi pek de eski sayılmıyor. Ama ihtişamı ve şatafatı ile gezilmeye değer bir yer. Bu pasajdan Milano’nun meşhur La Scala Tiyatrosu‘na geçebiliyorsunuz.

Milano’da Akşam Yemeği

Bizim o kadar vaktimiz olmadığı için Duomo manzarasına karşı bir şeyler içelim dedik ve tam karşısındaki bir kafede soluklandık. Ben bir sütlü kahve söyledim. Bu arada İtalya’da sakın sütlü kahve istemek için bana bir latte demeyin. Latte İtalyancada süt demek. Sadece sütü getirirler sonra ama ben bunu dememiştim olursunuz. Cafe con latte (okunuşu: Kafe kon latte: sütlü kahve)  derseniz doğrusu olur. Ya da machiato latte de diyebilirsiniz.

Biz kahveden sonra yorgun olduğumuz için daha önceden test edip onayladığımız Duomo Meydanı’na da yürüyerek 2-3 dakika mesafedeki Ristorante Valentino Legend‘e (Restoranın googlemaps konumu için TIKLA)  gittik. Burası da 1960’lı yıllardan beri hizmet veren oldukça nezih bir restoran. Burada herkes farklı yemekler yedi ve herkes yediklerinden gayet memnun kaldı. Burasının ossobucco’su oldukça büyük bir porsiyonla geliyor. Ben bile tek başıma zor bitirebilirim. Ana yemekler 15-25 Euro bandında.

Milano Gece Hayatı

Yemekten sonra biz sabah erken uçuşun etkisi ile perttik bu yüzden çıkamadık. Ama Milano gecelerine çıkmak isteyenler için belli başlı mekanlar ön plana çıkıyor. Öncelikle saat gece 1’e kadar daha çok ısınma için aperatiflerin alındığı yerler tercih ediliyor. Navigli bölgesi, Corso Como bu açıdan ilk akla gelen bölge. Corso Como tarafları gece 1’e kadar hareketli mekanları ile dikkat çekiyor. İlerleyen saatlerde ise gece kulüpleri ön plana çıkıyor. Eğer DJ kafası seviyorsanız Byblos, Hollywood, Just Cavalli, Armani Prive akla ilk gelen mekanlar. Benim kafam açıkçası artık bu tür mekanları pek kaldırmıyor.

Ceresio 7 (Google Maps Konumu)
Ceressio 7 Milano’nun son dönemdeki en hit mekanı. Binanın terasında ayrıca bir de havuzu bulunuyor

Ayrıca Milano’da 2. gün bize eşlik eden rehberimizden bir yeni mekan daha öğrenme şansımız oldu. Burası Milano sosyetesinin yeni gözde mekanı imiş. Adını bulunduğu sokaktan alan restoranın terasında ayrıca havuzu da var. Juventus’un efsane kalecisi Buffon ve birçok ünlü bu mekandan çıkmaz olmuş. Burası Corso Como’nun biraz daha ilerisinde yer alıyor. Tabi hem burada hem de daha önce yazdığım mekanlarda gece hayatı pek de ucuz değil. Onu baştan söyleyeyim.

Milano’da Alışveriş

Nespresso Milano

Milano’da ikinci günümüzde sabah uykumuzu almak için saat 11’e kadar serbestti. Kahvaltımızı yapıp biraz alışveriş yapalım dedik. Açıkçası Duomo Meydanı ve çevresi daha çok lüks marka sevenleri tatmin eden cinsten. Bana uyan markalar pek de yok buralarda. Nespresso makineniz varsa burada dev bir nespresso shop var. Kapsül kahvelerin fiyatı Türkiye’ye göre baya ucuz. Üstelik kafesinde de ücretsiz kahvelerin tadına bakıyorsunuz. İçerisi bir kahve dükkanından çok lüks bir mağazayı andırıyor.

Ben İtalya’ya gelince özellikle peynir (parmesan peyniri) alıyorum. Marketlerde çok uygun oluyor. Bu konuda önerim Esselunga. Bir zincir süpermarket. Burada Grand Padano kilosu 7-8 Euro’ya bulunuyor. Duomo yakınında yürüme mesafesinde yoktu maalesef. Ama şehrin birçok yerinde karşınıza çıkıyor.

Milano’da Outlet

Ayrıca vaktiniz olursa Milano’da İtalyan lüks markalarının uygun fiyatlı ürünlerini de bulabilirsiniz. FoxTown Factory Store İsviçre’de İtalya sınırında yer alan bir outlet ve Milano’dan buraya shuttle’lar kalkıyor. Ancak eski popülerliğini kaybetmeye başlamış. Birçok marka buradan çekilmeye başlamış. Serravalle Deseigner Outlet ise Avrupa’nın en büyük outleti olarak 180 mağazaya ev sahipliği yapıyor. Son dönemlerde en gözde outlet burasıymış. Ayrıca Armani Outlet ve şehirden outlet için o kadar uzaklara gidemem diyenler için de Il Salvagente diğer alternatifler olarak dikkat çekiyor.

Milano’da Yapılması Gereken Şeyler

Milano’daki ikinci günümüzde de az zamana çok şey sıkıştırma niyetindeydik. Aslında sabah alışveriş yerine başta planımız erken kalkıp yola koyulmak idi. İlk hedefimiz de Alfa Romeo Müzesi idi.

Alfa Romeo Müzesini Ziyaret Edebilirsiniz

Alfa Romeo Müzesi şehir merkezine 15 km uzaklıkta oldukça köklü bir müze. 1910 yılından bugüne birçok Alfa Romeo modeli bu müzede sergileniyor. 1976 yılında kurulan müze Expo 2015 alanı yakınlarında. Aslında bu müzeyi ziyaret etmişken Expo için yapılmış diğer eserleri de görme şansınız olur. Bir taşla iki kuş dedikleri böyle bir şey oluyor aslında. Müzeye toplu taşıma ile ulaşmak da mümkün. Metro ile M1 hattına binip Rho-Fiera durağında indikten sonra 561 nolu otobüse biniyorsunuz. Müze sabah 10 akşam 6 arası açık ve müze ziyaret ücreti 12 Euro.

Milano Çevresindeki Romantik Gölleri Keşfedebilirsiniz

Isola Bella (Güzel Ada)

Milano merkezi kadar çevresi de gezginlere oldukça ilgi çekici alternatifler sunuyor. İtalya’nın romantik gölleri olarak da bilinen Como, Garda ve Maggiore Gölleri de şehre yolu düşenlerin deneyimlemeleri gereken yerler. Garda Gölü İtalya’nın en büyük Gölü. Como ise George Clooney’in eşi ile birlikte ev alması ile bir anda popülerlikte zirve yapan bir göl. Ronaldinho ve Beckham’ın da burada evleri var. Biz ise İtalya’nın en büyük ikinci, uzunluk olarak ise birinci gölü olan Maggiore Gölü’nü tercih ettik.

Maggiore Gölü, Milano’dan yaklaşık 90 km uzaklıkta Piyemonte bölgesinde İtalya ile İsviçre arasında yer alıyor. Gölün bir kısmı İsviçre’ye bir kısmı da İtalya’ya ait. Biz gölün İtalya tarafındaki Stresa bölgesine gittik. Araç ile burası 1 saat kadar sürüyor. Milano Centrale tren istasyonundan buraya trenle de yaklaşık 1 saatte ulaşmak mümkün.

Borromeo Adaları

Stresa ve çevresinde en çok duyacağınız isim Borromeo oluyor. İtalya’nın en köklü ailelerinden olan Borromeo’lar buradaki birçok yapının ve adanın sahibi. Gölde bulunan 5 adaya da Borromeo Adası adı veriliyor. Bunlardan sadece 3 tanesi ziyarete açık: Isola Madre (Ana Ada), Isola Bella (Güzel Ada) ve Isola dei Pescatori (Balıkçılar Adası). Biz bunlardan iki tanesini gezebildik.

Isola dei Pescatori (Balıkçılar Adası)

https://www.instagram.com/p/BiNdKtzlv0A/?hl=tr&taken-by=cokgezenadam

İlk olarak çok küçük bir ada olan Balıkçılar Adası’na gittik. Burası içinde insanların yaşamasına izin verilen tek Borromeo Adası. 35 nüfusu var. Adayı görünce 36. kişi olmak için ne yapmamız gerekiyor, evraklar neyse getireyim oluyorsunuz. Adada butik oteller, balık restoranları, ve dar sokaklı evler var. Adanın bir ucundan diğer ucu 15-20 dakika.

Biz buranın en ünlü balık restoranı olan Ristorante Verbano‘da öğle yemeği yedik. Aynı zamanda bir butik otel de olan Verbano’nun Isola Bella manzaralı bahçesinde masaya taş gelse yenirdi. Burasının göl balığı ve limonlu keki meşhur. Adanın ayrıca lavantası da meşhurmuş. Genel olarak yemekler çok güzeldi ama fiyatlar da ada ortalamasına göre de yüksek onu da söyleyeyim. Bu güzelliğin bir bedeli var.

Isola Bella (Güzel Ada)

https://www.instagram.com/p/BiHoM-5F1S5/?hl=tr&taken-by=cokgezenadam

Balıkçılar Adası’nda zaman nasıl geçti anlamadık ama yemek sonrası kısa bir ada turundan sonra teknemize atlayarak Borromeo Kontu’nun karısı Isabella için saray inşa ettiği ve karısının adını verdiği adaya gittik. Isola Bella adını Isabella’dan alıyormuş. zamanla Isola Bella (Güzel Ada) olarak dönüşmüş. Borromeo eşine nasıl aşıkmış ki, 17. yy’da tüm adayı kaplayan Palazzo Borromeo’yu (Borromeo Sarayı) karısı için inşa etmiş. Saray ayrı güzel ama özellikle 10 katlı teraslı yapısı ile Babil’in Asma Bahçeleri’ni andıran içinde tavus kuşlarından birçok botanik bitkiye ev sahipliği yapan bahçesi çok ayrı güzel. Bu saray ve bahçesini ziyaret için ise 16 Euro ödemeniz gerekiyor.

Bu ada ziyaretini kısa kesiyorum. Daha detaylı bilgileri Milano’nun Yanı Başında Cennet: Borromeo Adaları yazımdan okuyabilirsiniz.

Milano’da Derbi Maçı

https://www.instagram.com/p/BiIA7MPFkmi/?hl=tr&taken-by=cokgezenadam

Maggiore Gölü’nde geçirdiğimiz eşsiz deneyimden sonra önce otelimize dönüp üzerimizi değiştirdik, formalarımızı giydik ve Guiseppe Meazza Stadı’na doğru yola koyulduk. Burası Milano’nun iki büyük futbol takımı olan Inter (FC Internazionale Milan) ve AC Milan’ın ortak stadı. Ama iki takım bu stada ayrı isim veriyor. Stadda AC Milan’ın maçı varsa San Siro Stadı olarak adlandırılıyor. Inter’in maçı varsa stat Guiseppe Meazza olarak belirtiliyor. Aslında San Siro ve Guiseppe Meazza aynı stat oluyor. Biz izleyeceğimiz maç itibari ile Guiseppe Meazza’ya gitik.

Stat otelimizin de yer aldığı Duomo Meydanı’na yaklaşık 10 km uzaklıkta yer alıyor. otobüs ve metro ile ulaşım da mümkün. Biz araç ile gittik. Ligin en önemli maçlarından birine şahitlik ettik. İnter’in Şampiyonlar Ligi’ne katılma umudunu korumak için kazanması gereken maçta rakibi Juventus’un ise bir puan gerisinden gelen Napoli’ye şampiyonluğu kaptırmamak için kazanması gerekiyordu. 80 bin kişilik stat hınca hınç dolu idi. Pirelli 1915 yılından beri İnter’in ana sponsoru konumunda. Biz de Pirelli’nin davetlisi olunca stadın en iyi yerinden maçı izleme imkanına sahip olduk. Burası bildiğiniz stadın yanı başı. Her maça göre fiyatlar değişkenlik gösterse de burada ortalama bir maç için en ucuz bilet 20 Euro’dan başlıyor ve 95 Euro’ya kadar çıkıyor.

Tüm desteğimize rağmen gece Inter için pek de istediği gibi bitmedi. 10 kişi kalmasına karşın 81. dakikaya kadar önde 2-1 önde götürdüğü maçı 89. dakikada yediği golle 3-2 kaybetti. Biz de otelimize döndük ve pazar sabahı saat 10:30 (İtalya saati) THY uçuşu ile İstanbul’a saat 14:30’da (Türkiye saati) ulaştık.

Bu yazılar da ilginizi çekebilir:

3 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz