Ana Sayfa Türkiye Çanakkale Gelibolu Yarımadasında Görülmesi Gereken Yerler

Gelibolu Yarımadasında Görülmesi Gereken Yerler

1
Gelibolu Yarımadasında Görülmesi Gereken Yerler

18 Mart Çanakkale Zaferi yıl dönümü sonrasında Türkiye‘nin dört bir yanından akın akın Çanakkale ve özellikle de Gelibolu Yarımadası’na ziyaretler başlar. Çanakkale Muharebesi, Gelibolu yarımadası sınırları içerisinde Eceabat ilçe merkezi ile bu ilçeye bağlı 12 köyden 8’inde gerçekleşmiş. Gelibolu tarihi alanı Çanakkale şehir merkezinin (Asya tarafı) karşı kıyısında (Avrupa tarafı) yer alıyor ve 490 km karelik bir yüz ölçümüne sahip. Kuzeyinde Gelibolu ilçesi, güneyinde Ege Denizi ve Bozcaada, batısında Ege Denizi ve Gökçeada, doğusunda ise Çanakkale Boğazı yer alıyor.

Haftasonunda İstanbul‘dan araba ile gidilebilecek yerler listesinin ilk sıralarında Çanakkale ve tarihi Gelibolu yarımadası yer alıyor. Yunanca’da güzel şehir demek olan Kallipolis‘in Osmanlı zamanında Türkçeleştirilmesi ile adının Gelibolu olduğu söyleniyor. Gelibolu Yarımadası çevresinde gezilip görülecek yerler oldukça fazla. Hepsini bir günde bitirmek oldukça zor. Ancak benim çok kısıtlı zamanım olduğu için Gelibolu Yarımadası’na 1 gün ayırabildim. Bu yüzden 1 günde Gelibolu’da gezilecek yerler ile sınırlı bu yazı.

instagram hesabımı takip edin –> @cokgezenadam

Tarihi Gelibolu Yarımadası

Yaşadığımız ülkenin değerini anlamak ve bu ülke için ne bedeller ödendiğini görmek için hayatta en az bir kere Tarihi Gelibolu Yarımadası’na gidilmesi gerektiği düşünüyorum. Bir yer bu kadar güzel ve bu kadar acı dolu olabilir mi diye insan kendine sormadan edemiyor. Gezerken güzelliğine aşık oluyor, bir yandan da 253 bin 248 şehidin kanı ile sulanmış bu topraklar tüylerinizi diken diken ediyor. İnsanın aklına İstiklal Marşı’nın aşağıdaki kıtası geliyor:

“Bastığın yerleri «toprak! » diyerek geçme, tanı!
Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyâları alsan da, bu cennet vatanı”.

Çanakkale Zaferi Hakkında

Çanakkale Muharebeleri sonuçları itibari ile I. Dünya Savaşı’nın bir cephesi olmaktan çıkıp dünya tarihinde önemli bir yere sahip olmuş. Albay John Monash,

“En uzun mutlak sessizlik süresini bulmaya çalışarak eğleniyorduk. 22 gündür gece gündüz aralıksız savaşıyorduk ve çoğumuz, bu zaman boyunca top ve tüfek sesinin olmadığı en uzun sürenin 10 saniye olduğunu düşünüyor. Biri bir keresinde 14 saniye sayabildiğini söylüyor; ama kimse ona inanmıyor.

Kan gövdeyi götürüyor” sözü burada dilimize yerleşmiş. 4 Mart’da Seddülbahir’de silahının mekanizması tutukluk yapınca düşman askerine elindeki taş ile saldırırken yaralanan Bigalı Mehmet Çavuş Mustafa Kemal tarafından ödüllendirilir ve bugün Türk askeri için kullanılan “Mehmetçik” tabiri bu olaydan kaynaklanır.

Çanakkale Gelibolu Yarımadası’nda gezilecek ve görülecek yerler

Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı’nın 33 bin hektarlık alanı içerisinde yüzün üzerinde anıtsal yapı, Türk şehitliği, Türk anıt ve kitabesi, yabancı mezarlık ve anıt yer alıyor. Ayrıca tarihi alan içerisinde 1 ilçe merkezi, 8 köy, 1 liman, 2 feribot iskelesi, 3 kamp alanı, 4 kale, 8 tabya yer alıyor. En yüksek yeri 305 metre ile tarihi Kocaçimen Tepesi.

Biz doğal olarak yarım günde alanı sınırlı şekilde gezebildik. Bir gün öncesinde Çanakkale merkezde olduğumuz için saat 1 gibi feribot ile Kilitbahir’e geçtik. Feribottan çıkınca sola dönüp keşfe başladık. Sırasıyla aşağıdaki noktaları ziyaret ettik.

Dur Yolcu Yazısı

Daha feribotla kıyıya yanaşırken Değirmen Burnu Tabyası’nın hemen arkasında yer alan “Dur Yolcu Yazısı” bizi selamladı. 1960 yılında bölgede askerlik yapan Seyran Çebi tarafından yapılan bu yazıda Şair Necmettin Halil Onan’ın Dur Yolcu şiirinin ilk iki dizesi yer alıyor:

“Dur Yolcu
Bilmeden gelip bastığın
Bu toprak
Bir devrin battığı yerdir”

Bu dizelerin yanında bir Mehmetçik ve meşale figürü de yer alıyor.

Kilitbahir Kalesi

Feribottan indikten bir dakika sonra kendimizi kalenin önünde bulduk. Fatih Sultan tarafından İstanbul’un fethinde Bizans’a boğazdan gelecek yardımı kesmek için yaptırılmış. Çanakkale Boğazının en dar bölgesine karşılıklı olarak Çimenlik Kalesi (Çanakkale tarafı) ve Kilitbahir Kalesi (Gelibolu tarafı) yapılmış. Havadan bakıldığında gonca şeklinde olan kalenin adı “Kild-ül Bahirdenizin kilidi anlamına geliyor. Kalenin içini gezmek için 5 TL ödemeniz gerekiyor. Müze Kart geçerli.

Namazgah Tabyası

Kilitbahir Kalesi’ni geçer geçmez deniz tarafından 26 adet bonnet’den oluşan Namazgah Tabyası sizi karşılıyor. Zamanında Osmanlı Ordusu’nu iyileştirmek için gelen Barn de Tott’un önerisi Çanakkale Boğazı’nın en dar noktasına yapılmış ilk ve en büyük tabya burası. Bonnet’lerden birinin içi müze olarak kullanılıyor ve burayı ziyaret yine ücretli. Giriş Ücreti: Tam 3 TL Öğrenci ise 2 TL

Seyit Onbaşı Heykeli

Namazgah Tabyası ziyaretimiz sonrası durağımız Seyit Onbaşı Heykeli oluyor. Rumeli Mecidiye Tabyası’nda bulunan değil de biz yol üstünde deniz kenarında Hüseyin Anka Özkan tarafından yapılanı ziyaret ettik. Çanakkale Zaferi kahramanlarından Seyit Onbaşı mekanizması bozulan topa 214 kg’lık top mermisini sırtlayıp namluya sürer, İngiliz zırhlısını vurarak savaşın seyrini değiştirir. Savaş sonrasında köyüne döner. 1934 yılında Soyadı Kanunu ile adı Seyit Ali ÇABUK olur. 1939 yılında 50 yaşında iken zatürreden vefat eder. Mezarı Edremit’in Manastır Köyü’nde yer alıyor.

Gelibolu Havuzlar Şehitliği, Anıtı ve Halil Paşa Çeşmesi

Tarihi yarımadada adım başı durmanız gerekiyor. Çünkü her yerde bir şehitlik ya da anıt karşınıza çıkıyor. Havuzlar Şehitliği ve Anıtı da bulardan biri idi. Deniz kenarında 2 büyük ağacın gölgesinde yer alıyor. Anıt üzerinde Kerevizdere Bölgesi’nde şehit düşen askerlerimizin isimleri yer alıyor. Anıtın karşısında ise Halil Paşa Çeşmesi var.

Bu rotada devam ettiğinizde Şehitler Anıtı’na doğru gidiyorsunuz ancak biz Apple Haritalar’ın azizliğine uğradık ve Kilitbahir yönüne geri dönerek bu yol üzerinden gezmeye devam ettik.

Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi

Burada ilk durağımız Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi oluyor. 2012 yılında açılan bu merkez 8600 metre karelik alanda ziyaretçilere ileri teknoloji simülasyon yöntemleri ile Çanakkale Savaşı’nın önemli anlarını yaşatıyor. 11 salondan oluşan ve 1 saat süren her seansa maksimum 50 kişi alınıyor. Boş seans bulabilmek için önceden rezervasyon gerekiyor. Burası hakkında daha detaylı bir yazıyı Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi yazımda bulabilirsiniz.

Mehmetçiğe Derin Saygı Anıtı

Gelibolu’da en ufak bir anıtın bile hikayesine baktığınızda gözleriniz yaşarıyor. Mehmetçiğe Derin Saygı Anıtı da bunlardan biri. Kocatepe Conkbayırı yolu üzerinde tesadüfen durduğumuz bu anıt 1992 yılında yaptırılmış. Bu anıtta yaralı bir Avusturalya subayını kendi siperine taşıyan bir Türk askerini görüyorsunuz. Anıtın kitabesinde ise eski Avusturalya Valisi Lord Casey’den kaynak gösterilmiş sözler var.

Kanlısırt Kitabesi

Mehmetçiğe Derin Saygı Anıtı’ndan sonra yolumuza devam ederken bu sefer de Kanlısırt Kitabesi için durduk. 18-19 Mayıs gecesi düzenlenen gece taarruzunda en fazla zayiat verdiğimiz yer olmuş burası. Yaklaşık 10 bin kişinin öldüğü taarruz sonrasında taraflar bir araya gelmiş ve siperlerdeki askerlerin defini için bir günlük ateşkes yapmışlar. 6 Ağustos tarihinde burada yine büyük kayıplar verilmiş. Kitabede 6-7 Ağustos muharebeleri anlatılıyor.

Lone Pine (Yalnız Çam) Mezarlığı ve Anıtı

Kitabeden sonra 57. Piyade Alayı Şehitliği’ne doğru giderken gözüme bir anıt takıldı. Arabayı kenara çektim ve yakından bakayım dedim. Bir de ne göreyim. Muazzam bir anıt ve yalnız bir ağacın etrafında bir mezarlık karşıma çıktı.

Bu mezarlık ve anıt adını Anzakların 25 Nisan tarihinde yaptıkları çıkartmada gördükleri tek çam ağacından almış. Bu ağaç çatışmalarda ağaç bile hayatını kaybetmiş. Bu anıt ve mezarlık buradaki çatışmalarda hayatını kaybetmiş ve çoğunluğu Anzaklar’dan oluşan 6 bin 103 kişinin anısına yapılmış. Ayrıca 14 metre uzunluğundaki anıtın önünde, mezarlığa doğru bakan duvardaki panellerde kaybolan 4 bin 228 Avustralyalı askerin adları yazılı.

Gelibolu 57. Piyade Alayı Şehitliği

Silahlarında mermi bitmiş, kendilerinin 5 katı büyüklükte bir ordu üzerilerine geliyor ve Atatürk 57. Piyade Alayı’na tarihe not düşecek şu emri veriyor:

“Ben size saldırıyı emretmiyorum; ölmeyi emrediyorum.Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimizi başka kuvvetler ve başka komutanlar alabilir”.

19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal’in emri ile 57. Alay saldırıya başlar. Herkes öldürmek ve ölmek için düşmana atılır. Alayın üçte ikisi Atatürk’ün emrini yerine getirerek şehadet şerbetini içer. Ancak onlar 19. Tümen’in yetişmesi için zaman sağlamıştır ve Anzak askerleri Conkbayırı tepelerinden sahile doğru geri çekilmek zorunda kalır. Onların kahramanlıklarının anısına, o günden bugüne Türk ordusunda 57. Alay bulunmuyor.

Burası temsili bir şehitlik. Gerçek şehitlik ise Bomba Sırtı’nın güney ucundaki Çataldere Vadisi içinde bulunuyor.

Conkbayırı

7-10 Ağustos 1915 tarihleri arasında savaşın en kanlı muharebelerinden biri Conkbayırı’nda gerçekleşmiş. Buranın girişinde ilk olarak sizi Conkbayırı Mehmet Kitabeleri ve Atatürk’ün askerlerine “”Ben size saldırıyı emretmiyorum; ölmeyi emrediyorum” dediği 261 rakımlı tepe sizi karşılıyor. Sonra Yeni Zellandalılara ait yarımadadaki en belirgin anıt olan Yeni Zellanda Ulusal Anıtı ve tam karşısında Conkbayırı Atatürk Zafer Anıtı var. Onun önünde ise Atatürk’ün saatinin parçalanarak ölümden kurtulduğu noktayı görüyorsunuz. Alanın etrafında Üsteğmen Nazif Çakmak AnıtıTürk siperleri, Atatürk’ün gözetleme yeri bulunuyor.

Çanakkale Şehitler Abidesi

Tarihi Gelibolu Yarımadası’nın en çok ziyaret edilen noktası burası. Açılan bir proje yarışması sonrasında yapımına 1954 yılında başlanmış ve 21 Ağustos 1960 yılında ilk defa ziyarete açılmış. Anıtın mimarı Doğan Erbaş’ın ifadeleri ile anıt “tüm coğrafyalardan gelen şehitlerimizin toplu bir şekilde göğe yükselişini” temsil ediyor. Anıtın bahçesinde alanda ayrıca isimleri tespit edilmiş 59 bin 408 şehidimizin isimlerinin yazılı olduğu sembolik bir mezarlık bulunuyor. Buradaki mezarlardan sadece bir tanesi gerçek. Arıburnu Muharebesi sonrasında Avustralya’ya götürüldüğü söylenen bir Türk askerine ait kafatası 10 Mart 2003 yılında Türkiye’ye iade edilmiş. 18 Mart’ta da buraya defnedilmiş. Bu askerin mezarında isim olarak “Meçhul Asker” yazıyor. Daha detaylı bilgi için bloğumdaki “Çanakkale Şehitler Abidesi” yazımı okuyabilirsiniz.

Seddülbahir Kalesi

Bu kısa yolculuğumuzda son durağımız Seddülbahir Kalesi oldu. Burası 1659 yılında Venedikliler’e karşı boğazın savunmasını güçlendirmek için yapılmış. Daha Osmanlı I. Dünya Savaşı’na dahil değilken 3 Kasım 1914 tarihinde İttifak Güçleri tarafından bombalanmış ve ilk şehitlerimizi (5 subay ve 81 er) burada vermişiz. Kalenin hemen sol tarafında şehitlerimiz anısına İlk Şehitler Anıtı inşa edilmiş. Bugün Kale restorasyon nedeniyle ziyarete kapalı.

Buradan sonra hedefimiz Biga Köyü’ne gidip Atatürk Evi’ni ziyaret edip orada bir çay molası vermekti. Ancak Atatürk Evi’nin de restore edildiğini duyunca İstanbul’a doğru yola koyulduk. Yaklaşık 4 buçuk saatlik yolculuk sonrasında da evimize ulaştık.

1 Yorum

  1. İyi günler Ben Gelibolu ya gitmeyi düşünüyorum, araştırırken bu yazıya denk geldim.
    Çanakkale üzerine okuma, inceleme de yapmaya çalışan biriyim. Uzun zamandır “250 bin şehit…” diye bilinen yanlışı bende kısa zaman önce öğrendim. Bu yazıda gerekli düzeltmeyi yapmayı istersiniz diye ikaz etmek istedim. Rakamlar için Erol Mütercimler in kitabı ‘Gelibolu 1915’ e veya Genel Kurmay arşivlerine bakabilirsiniz.

    Yakında gideceğim ve oraları gezerken bu yazınızdan istifade edeceğim. Teşekkür ediyorum bu deneyimlerinizi bize naklettiğiniz için.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz