İstanbul Gezilecek Yerler: Beykoz Köyleri Gezi Rehberi

Herkes bir yere tatile gitti, ben ise İstanbul‘da sıkışıp kaldım diyenler üzülmeyin. İstanbul gezilecek yerler konusunda bir derya. İstanbul’a yakın haftasonu gezilecek yerler denince akla ilk gelenler genelde Polonezköy, Ağva, Şile, Çatalca oluyor. Oysa çok daha yakında keşfedilmeyi bekleyen yerler var. Mesela İstanbul’un içinde Beykoz, birçok köyü ile gezmeyi sevenleri bekliyor.

Beykoz’da gezilecek yerler oldukça fazla. Nereden mi biliyorum? Çünkü gittim gördüm:) Üstelik Beykoz’da yaşayan bir arkadaşımın rehberliğinde. Organik yemekler, mis gibi hava ve doğa için Beykoz ve köyleri birebir. İstanbul’dan ayrılmadan kendinizi ayrı bir şehirde tatile gitmiş gibi hissediyorsunuz.

instagram hesabımı takip edin –> @cokgezenadam

Beykoz’un Köyleri’ne Nasıl Gidilir?

Öncelikle “iyi hoş söylüyorsun da ben Beykoz neresi bilmem, oraya nasıl gideceğiz mübarek” diyenler olabilir. Siz de haklısınız. Açıkçası Beykoz Anadolu yakasında İkinci Köprü ile Karadeniz kıyısı arasında bir bölümü kapsayan ilçesi. Yani Avrupa yakasından gelenler 2. köprüyü geçtikten hemen sonra ilk Beykoz sapağından ilçeye ulaşabilir. Tabi otomobil ile gelecekler. Buraya hem otomobille hem de toplu taşıma ile ulaşmak mümkün.

Ben bu seyahatimde Yeni Volkswagen Polo’yu test etmek sitediğim için otomobil ile gezdim. Otomobil ile ilgili izlenimlerimi Yeni Volkswagen Polo 1.2 TSI Benzinli Otomatik Nasıl Bir Araba?yazımda okuyabilirsiniz.

Toplu Taşıma İle Beykoz’un Köyleri’ne Nasıl Gidilir?

Sen almışsın arabayı tuzun kuru da biz nasıl gideceğiz diyenler, arabası olmayanlar üzülmesin. Bahsettiğim yerlere toplu taşıma ile de rahatça ulaşabilirsiniz. Beykoz da dahil İstanbul’un birçok köyüne toplu taşıma ile nasıl ulaşılır detaylı şekilde aşağıdaki yazıda anlattım. Sadece Beykoz’un köyleri için ise yaz linkinin hemen altında sizin için İETT sefer nolarının fotoğrafını paylaşıyorum. (Sanırım çok iyi biriyim)

Toplu Taşıma İle Gezi Rehberi: İstanbul’un Köyleri

Beykoz’un Köyleri Rotamız: Beykoz Gezilecek Yerler

Biz şimdi isterseniz rotamıza dönelim. Bu rotayı belirlememde kendisi de Beykoz’da oturan iş arkadaşım Nihal’in katkılarını saklamayacağım.Yolculuğumuza ben, Nihal ve Fatih Maslak’tan başladık. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü geçtikten sonra daha çok yol almadan sizi Kavacık, Beykoz, Riva sapağı bekliyor. Riva sapağına kadar düz gidiyorsunuz. Yaklaşık 10 dakikalık bir yolculuğun ardından kendinizi Ömerli, Şile, Paşamandıra Bozhane sapağında buluyorsunuz. Buradan yola devam edip Değirmendere Köyü‘ne yaklaşık 5 dakika sonra ulaştık.

Değirmendere Köyü

Yol boyunca sanki İstanbul’da değilmişsiniz hissine kapılıyorsunuz. Her taraf yeşil, ağaçlar… Burası İstanbul’un şimdilik kurtarılmış bölgesi.  Değirmendere’den itibaren birçok köyde sizi sıcak ekmek bulunur tabelaları karşılıyor.

Burada bizim ilk durağımız öğle yemeği için Sarı Kardeşler oluyor. Riva Deresi manzaralı yeşillikler içindeki bu tesiste girer girmez karşımızda kendi tarhanasını yapan bir hanım teyze karşılıyor bizi. Mekan oldukça salaş bir yer.

Burada mangalı ister kendiniz yapıyorsunuz, isterseniz de mekan sizin için pişirebiliyor. Biz mangal öncesi bir demlik çay demlettik. Sonrasında salata, patates kızartması, et ve tavuk karışık ızgara yaptırdık. Ben size köfteyi öneririm. Patates kızartması da eskilerde alıştığımız büyük ev tipi patates kızartmalarından, hazır dondurulmuş patates püresi değil.

Öğümce Köyü: Cam Ocağı Vakfı

Değirmendere’den sonra kendimizi Beykoz’un diğer köylerine yol alırken buluyoruz. İlk durağımız Paşamandıra oluyor. Paşamandıra’yı araba ile geçer geçmez Öğümce‘de Cam Ocağı Vakfı’nda ikinci bir mola veriyoruz. Burası oldukça keyifli bir yer. Burada haftasonları cam üfleme atolyelerine katılabilirsiniz. Ayrıca daha uzun programlar da mevcut. Detaylı bilgiyi www.camocagi.org sitesinden öğrenebilirsiniz. Cam Ocağı’nda atolyelere katılan yabancı sanatçıların eserleri butiklerde satılıyor.

Burası ile ilgili bir diğer ilginç detay da son günlerde ortaya çıktı. Cesur ve Güzel dizisinde Tuba Büyüküstün‘ün canlandırdığı Sühan Karacadağ‘ın başında olduğu cam atolyesinin çekimleri de burada yapılıyor.

Ayrıca atolyenin içerisini gezip, çalışan sanatçıları izleme imkanınız da oluyor. Konaklamalı atolyeler için de oldukça keyifli bir kompleks burası. İçerisinde açık havuzundan, basketbol sahasına kadar imkanlar var. Öte yandan şehirden de bir o kadar izole bir yer. Tam sanatçılar için izole ve huzurlu bir mekan.

Görele Köyü

Cam Ocağı Vakfı ziyaretinden sonra Bozhane, Ömerli istikametinden giderek kendimizi Görele Köyü‘nde bulduk. Burası at çiftliklerinin de bolca olduğu, İstanbul olduğuna bin şahit isteyeceğiniz oldukça yeşil, yeşillikler üstünde ineklerin pervasızca uzandığı bir köy. Bizim ziyaretimiz esnasında TRT Müzik’de burada bir folklor ekibi çekimi yapıyordu.

Riva Gezilecek Yerler

Burada da bir tur atıp, güzel güzel fotoğraflar çektikten sonraki adresimiz Riva oluyor. Riva özellikle hafta sonları denize girmek isteyen tatilcilerin akınına uğruyor.

Zaten Riva’ya girdiğinizde cami etrafındaki mağazaların, Manavgat, Belek gibi turistik eşya satan mağazalara benzerliği dikkatlerden kaçmıyor. Burada Riva Kalesi’ne girip, Kale içerisinden deniz manzarasını çektik. Biz yüzmedik ama siz havalar bozmadan denizin tadını da çıkarabilirsiniz.

Yoros Kalesi Nerede, Nasıl Gidilir?

Riva’nın ardından bir sonraki durağımız ise Yoros Kalesi oluyor. Anadolu Kavağı sırtlarında Doğu Roma İmparatorluğu’ndan kalma bir kale burası. Zamanında Cenevizlilerin eline geçtiği için Ceneviz Kalesi olduğu da söylenir. Buraya Riva üzerinden geldiğinizde oldukça güzel manzaralı bir yol takip ediyorsunuz. Ormanlar içinde boğaz manzarası akıllara zarar. Yoros Kalesi’nden 3. Köprü inşaatını da izleyebiliyordunuz. Şimdi kendisini izlersiniz. Ne manzara ama :))

Yoros Kalesi’ni ziyaret ettikten sonra Anadolu Kavağı’na inmeden sıralanmış kafelerden birine geçip bu eşsiz manzaraya karşı çayımızı yudumladık.

Yüşa Tepesi

Çay molası da sona erdikten sonra son durağımız ise Yüşa Tepesi oldu. Hz. Yüşa Peygamber’in mezarı olduğu düşünülen bu tepede, türbeyi ziyaret edip, akabinde buradan İstanbul’u izleyebilirsiniz. Dışarıda sıralı gözlemecilerde de gözlemenin tadına bakabilirsiniz.