Türkiyenin Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde Dicle ile Fırat’ın arasında kalan Mardin belki de bölgenin en çok ilgi gören şehri. Türkiye’nin Suriye sınırında yer alan Mardin’in batısında Şanlıurfa, kuzeyinde sırası ile Diyarbakır, Batman ve Siirt, doğusunda ise Şırnak bulunuyor. 2017 yılı rakamlarına göre 809 binlik nüfusu ile Büyükşehir statüsünde yer alıyor. Kendine has mimarisi, Milattan önceye dayanan tarihi ile Mardin gezginler için tam bir cennet. Mardin’de gezilecek yerler insanın aklını başından alıyor. 

Hal böyle olunca ben de 2 buçuk günlük Batman seyahatimde bir günümü Mardin’e ayırdım. Mardin’de görülmesi gereken yerler ve Mardin lezzet durakları için 1 gün kesinlikle yeterli değil. Mardin’i doya doya gezmek için bence 2 gece ayırmakta fayda var. Benim gibi kısa zamanı olanlar için bir günlük Mardin gezi notlarımı paylaşıyorum. 

instagram hesabımı takip edin –>@cokgezenadam 

Mardin Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Mezopotamya’nın en eski yerleşim yerlerinden biri olan Mardin’in ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu bilinmiyor. Tarihi M.Ö dönemlere dayanıyor. Bu konuda internette çok farklı rakamlar var. Mardin yıllar içinde Sümerler’den Roma’ya, Hititler’den Akkoyunlular’a kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapıyor. Şehir bugün de birçok farklı etnik ve dini kökenden insanımızın bir arada yaşadığı bir yer olarak dünyaya örnek oluyor. 

Mardin, eşsiz mimarisi ve tarihi ile GAP turlarının bir numaralı destinasyonu olmayı başarıyor. Mardin’de geçmişte terör yüzünden sıkıntılar yaşanmış. Ama şehir son yıllarda oldukça huzurlu. Mezopotamya’da huzur kavramı Batı’ya göre farklı algılanıyor. 

Mardin şehrinin adının nereden geldiği konusunda da çeşitli rivayetler var. Bu rivayetlerden birine göre Kaleler Şehri anlamına gelen Merde kelimesinden bu haline dönüşmüş. Bir diğer rivayete göre ise adını 3. yüzyılda buraya yerleşen savaşçı bir kabile olan Mardeler‘den almış. 

Mardin’e Nasıl Gidilir?

Mardin’e İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan THY’nin, Pegasus’un da Sabiha Gökçen’den doğrudan uçuşu var. Uçak bileti fiyatlarına göre çevresindeki komşu iller Şanlıurfa, Diyarbakır ve Batman’dan da uçak bileti bakabilirsiniz. Ben en uygun uçak biletini Batman’a bulduğum için Batman’dan Mardin’e geldim. 

Batman’dan Mardin’e her sabah bir otobüs kalkıyormuş. Öğlene doğru da Mardin’den Batman’a. Bu otobüslerden günde sadece 1 adet var. Ama hem Batman’dan hem de Mardin’den Midyat’a düzenli ulaşım mevcut. Midyat iki şehri bir birine bağlayan ilçe konumunda. Biz neyse ki ulaşımı Batman’da konakladığımız Real Konak Hotel’in Genel Müdürü Hüseyin Bey’in aracı ile yaptık. Normalde en kısa yol Bismil üzerinden gözükse de biz Hasankeyf Midyat istikametini tercih ettik. Bu rota görülmesi gereken yerler anlamında çok daha güzel alternatifler sunuyor. 

Mardin’de Görülmesi Gereken Yerler

Batman’dan yola çıktık, Hasankeyf ve Gercüş’ten geçerek Midyat’a ulaştık. Açıkçası benim önerim ilk olarak hızlıca Midyat’ı bitirin. Biz burayı dönüşe bıraktık. Maalesef burayı keşfetmek için maalesef zaman kalmadı. 

Midyat

Buradan Midyat Eski Kenti ve Mor Gabriel Manastırını  (Aziz Gabriel Manastırı) gezmeden dönmemek lazım. Mor Gabriel Manastırı saat 17’de kapanıyormuş. Onu da belirteyim. Midyat’ın hemen bitişiğinde yemekleri ve güzel kızları ile meşhur Estel başlıyor. Ünlü şarkıcı Coşkun Sabah da Estelli imiş. Ud çalarak bu kadar meşhur olmayı başarmış nadide insan. Buradan kendisine İspanyola diyorum. 🙂

İki aşığın aşkı üzerine yazılan “Estel Midyat arası” adlı bir de Türkü varmış. Hatta buradaki etnik çeşitliliği anlatmak üzere bu “Estel Midyat arası” adında belgesel yapılıyor.

Kasimiye Medresesi

Midyat ve Estel’i bitirdik ve yaklaşık 68 km yol kat ederek Mardin’e ulaştık. Burada ilk durağımız ise Kasimiye Medresesi oldu. 13. yüzyılda Artuklular döneminde inşaatına başlanıyor. Ancak Aksak lakaplı Moğol İmparatoru Timur’un Anadolu akınları nedeniyle inşaata ara vermek zorunda kalıyorlar. Medresenin inşaatı 15. yüzyıl sonlarında Akkoyunlu Sultanı Kasım İbn Cihangir döneminde (1457-1502) tamamlanıyor. Kasimiye’nin dersliklerinin giriş kapısının yaklaşık 1 metre olması dikkatimizi çekiyor. Bunun nedeni öğrenciler hocalarının huzuruna çıkarken başlarını eğsin, hürmette kusur etmesin diye imiş. Ortasında havuzlu yapısı ile burası bana İspanya Endülüs‘teki yapıları anımsattı. 

Mardin Tarihi Merkezi

Kasimiye Medresesi gezisi bitince tarihi şehir merkezine yöneldik. Öncelikle burada araç parkı büyük sıkıntı. Merkeze doğru ücretsiz otoparklara aracınızı bırakıp buradan araçlarla merkeze gitmenizi öneririm. Biz zor da olsa merkezde Sabancı Müzesi yakınlarında bir restoranın otoparkında yer bulabildik. Şehir merkezinde hızlıca bir tur attık. Açıkçası tüm bu sokaklarda 1 gün boyunca kaybolup tüm sokakları hatmetmek isterdim. 

Mardin Osmanlı Konağı (Erdoba Konakları) 

Güzel bir Mardin manzarası fotoğrafı için Mardin Osmanlı Konağı’nın terasına gittik. Bir anda kendimi konağın odalarından birinde fotoğraf çekilirken buldum. Bu tarz şark odalarını seviyorum. Bizim de Kayseri‘nin Selçuklular’dan kalma bir dağ köyü olan Yukarı Develi‘de oturan rahmetli dedemlere gittiğimizde normal koltuklara oturmaz şark köşesine kurulurdum. Tabi poz simetrik olsun diye burada halıya oturdum 🙂

Osmanlı Konağı butik otel olarak hizmet veriyor. Odaları kadar manzarası da efsane. Biz otelin terasında eşsiz Mardin fotoğrafları çekerek kendimizden geçtik. Tarihi Milattan Önce 4500’lere kadar dayanan bu şehri görüp aşık olmamak imkansız. Kendinizi gerçekten de tarihi bir film setinde gibi hissediyorsunuz. Açıkçası bu manzarayı gece vakti de görmek isterdim. 

Mardin Ulu Camii

Yemekten sonraki durağım tarihi Ulu Camii oldu. Şehirde sokaklar labirent gibi. Yanıbaşına varıncaya kadar camiyi göremiyorsunuz. Anadolu’nun en eski camilerinden biri. Cami üzerinde Selçuklu, Artuklu, Akkoyunlu ve Osmanlı karakterlerinde 16 adet kitabe var. En eski kitabe 11. yy’a ait. Caminin orijinal halinde 2 minaresi varken günümüze sadece biri ulaşıyor. Minare 1176 yılında Artuklular zamanında yaptırılıyor, II. Abdülhamid zamanında (1889) yılında ise yeniliyor. 

Dara Antik Kenti

Dara Antik kenti

Zamanımız sınırlı olduğu için Deyrüzzaferan Manastırı ve Zinciriye Madresesi‘ni es geçmek zorunda kaldık. Ancak siz siz olun buraları es geçmeyin. Biz doğruca ver elini Dara Antik Kenti dedik. Mardin’in 30 km güney doğusunda yer alan Dara’nın sadece yüzde 5’i gün yüzüne çıktı. Bu haliyle bile muazzam bir antik kent. Tamamı çıktığında Mezopotamya’nın Efes’i olacak. Rivayetlere göre kent adını M.Ö. 336-330 yılları arasında hüküm süren Pers Kralı 3. Darius‘tan alıyor. Şehrin adı 5. yüzyılda burada ciddi imar faaliyetlerinde bulunan Roma İmparatoru I. Anastasius adına Anastasiopolis olarak değiştiriliyor. 1259’da şehir İlhanlılar tarafından tahrip edilince zamanla terk ediliyor. 18. yy sonrasında kalıntılar üzerine bugünkü dara Köyü inşa ediliyor. 

Şehir Necropolis (mezarlık) ve Acropolis (şehrin kendisi) diye 2 bölümden oluşuyor. Şuan mezarlık bölümü ziyarete açık. Pazartesi hariç her gün 9:30-12:00 ve 13:00-17:30 arası ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor. Necropolis bölümü bile sizi büyülemeye yetiyor. Necropolis’in karşısındaki okulun altında da önemli eserler bulunuyormuş. Şuan için okulu taşımaya ödenek olmadığı için okulun altında kazılar yapılmıyormuş. 

Zindan 

Soldaki köy evinin altında sağdaki zindanın olduğua görmeden inanmak çok zor

Dara Köyü’nde Antik kentin biraz ilerisinde köyün evlerinin birinin üstünde yazılı olan Zindan yazısı bir kardeşimizin uyarısı ile dikkatimizi çekiyor. Buradaki köy evinin altında kazılarda su sarnıcı çıkmış. Sıradan bir köy evinin içine girince altından Yerebatan Sarnıcı gibi bir yer çıkması gerçekten de insanı şaşkına çeviriyor.

Nusaybin

Mardin’in Suriye sınırında yer alan Nusaybin ilçesi bugün çok gelişmiş durumda olmasa da insanlık tarihinde çok önemli bir yere sahip. Ben bu gezimi yapıncaya kadar dünyanın ilk üniversitesini Şanlıurfa Harran’daki Akademia sanıyordum. Bölge yapılan kazılarda Nusaybin’de çok daha önce üniversite kurulduğu ortaya çıkıyor. Nusaybinli Mor Yakup (Aziz Yakup) o zamanki adı ile Nisibis’te ilk Hiristiyan Süryani Akademisi Nisibis Akademisi‘ni, Harran’daki Akademia’dan yıllar önce kuruluyor. Burasının tescili gecikince Harran’daki Akademia dünyanın ilk üniversitesi olarak tescil edilmiş. Oysa Nisibis bu alanda dünyada ilkmiş. Valla ben de Nusaybin Kaymakamı Murat Girgin’in yalancısıyım. Bu konuda basına çıkan haberlerini internette bulabilirsiniz. 

Nusaybin’de Zeynel Abidin Türbesi ve Camii ile Mor Yakup Manastırı görülmesi gereken başlıca yapılar. Öte yandan Suriye sınırındaki Nusaybin bugün İpek Yolu üzerinde olan bir yer. Bölgede ciddi bir karayolu taşımacılığı söz konusu. Modern İpek Yolu’nun önemli noktalarından biri olarak geçiyor. 

Beyazsu

Nusaybin’den Midyat’a doğru yönelince yol üstünde Nusaybin ile Midyat arasında Midyat’a daha yakın bölgede Beyazsu Deresi Nusaybin’e doğru akıyor. Dere çevresinde yer alan mesire yerleri yaz aylarında tıklım tıklım oluyormuş. Yazın yer bulmak pek kolay olmayacaktır. Biz hava kararmaya yakın, biraz da serin bir vakitte gidince mekanların çoğu kapalı idi. Açık bulduğumuz birinde çay molası verdik. Burası bölgede çölde vaha gibi bir yer. 

Mardin’de Nerede Ne Yenir?

Biz öncelikle Osmanlı Konağı’nda manzaranın tadını çıkardık. Sonra öğle yemeği için Antik Sur Restaurant‘a gittik. Burası tarihi bir han içerisinde bir restoran. Ambiyans güzel. Biz yemek olarak şefin tabağını aldık. İçinde patlıcan dolması, içli köfte, yine içli köfteye benzer bir yemek, etli patlıcanlı bir yemek ve ortada kaburga dolması vardı. Lezzetleri güzeldi.

Mardin’de nerede ne yenir denince birçok yer akla geliyor. Şehrin en meşhur restoranları, Seyr-i Merdin, Bağdadi, Cercis Murat Konağı ve Al Sahan. Batman’da tatlılarına bayıldığımız Sadık Künefe Mardin’de de var. 

Mardin’de Alışveriş

Tarihi Mardin şehrinde gezerken yol üstünde ilginç bir mağaza dikkatimizi çekti. Marlyn’in Sabun Dünyası, sahibinin Marlyn Monroe’ya benzerliği ile nam salmış. Sahibi de bu benzerliği ticarete dökmek için Marlyn Monroe gibi giyinmeye başlamış. Eşek sütünden sabun başta olmak üzere birçok sabun çeşidini turistlere satıyor.

Mardin’in mor renkli badem şekerleri ve leblebisi de meşhur. Yine Mardin süryani kahvesi de oldukça lezzetli. Biz Mardin’in çıkışında Sultan Kuruyemiş’ten badem şekeri, dibek kahvesi ve kaçak çay aldık. Şehir merkezine göre burası dışarıda kaldığı için biraz daha uygun fiyatlı. 

Mardin ve çevresi hakkında diğer yazılarım

3 Günde Batman Gezi Rehberi

Hasankeyf Gezi Rehberi: 12 Bin Yıllık Acı Hikaye

3 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz