Öyle bir yer düşünün ki 12 bin yıldır nice savaşlar, doğal afetleri atlatarak bugüne ulaşsın. Böyle bir yer Avrupa‘da olsaydı sanırım sarıp sarmalarlar ve dünyaya büyük bir gururla gösterirlerdi. Peki, bu 12 bin yıllık tarih Türkiye‘de olunca ne oluyor? Ülkeye elektrik lazım, baraj suları buradan geçecek yapacak bir şey yok denip sular altında kalmasına göz yumuluyor. Sen 12 bin yıl boyunca onca badire atlat, sonra bir HES gelsin seni sular altında bıraksın. İşte böyle acılı bir hikaye Batman‘ın meşhur Hasankeyf ilçesinin öyküsü.  

Batman’da Raman Dağları eteğinde Dicle Nehri’nin iki yakasına kurulu Hasankeyf’in namı Batman’ı da aşmış durumda. GAP Turları‘nın önemli duraklarından biri olan Hasankeyf’in Batman’da olduğunu bile birçoğumuz bilmiyor. Genelde Mardin‘e gidenlere Hasankeyf’e de muhakkak uğra diyorlar. Demekte de haklılar. Keşke bana daha önce deselermiş de yok olmaya başlamadan önce gören şanslı insanlardan olsaymışım. 

Hasankeyf, Ilısu Barajı Suları altında kalmadan önce gidip Batman’da görülmesi gereken yerlerden biri burası. IlısuBarajı’nın tamamlanması ile birlikte burası 1-2 yıla sular altında kalacak. Ilısu Barajı ise Atatürk, Karakaya ve Keban’dan sonra dördüncü büyük baraj olup Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 5’ini karşılayacak. Tabi o elektrik bize pahalıya patlayacak. 

instagram hesabımı takip edin –>@cokgezenadam

Hasankeyf Hakkında Bilgiler

Öncelikle Hasankeyf adının nereden geldiğine dair net bir bilgi olmasa da çeşitli varsayımlar söz konusu. Süryanice kaynaklarda buranın adı Hesna Kepha olarak geçiyor. ‘Kepha‘ kelimesi, ‘kaya’ anlamını taşıyan ‘kifo‘dan geldiği tahmin ediliyor. Arapça’da ise Hisn Kayfa olan şehrin adı ‘kaya hisarı’ şeklinde tercüme ediliyor. Hisn Kayfa adı sonradan kısaltılarak Hisn Kayf olmuş, döneminde ise Hasankeyf şeklini almış.

Batman merkeze yaklaşık 40 km uzaklıkta yer alan tarihi Hasankeyf ilçesinin toplam nüfusu ise yaklaşık 3 bin kişi dolaylarında.  

Her ne kadar tam olarak ne zaman kurulduğu bilinmese de Hasankeyf’in tarihinin 12 bin yıl önceye kadar dayandığı tahmin ediliyor. Neredeyse Şanlıurfa’daki Göbeklitepe ile yarışacak boyutta bir tarih. Kayaların aşınması ile oluşmuş 6 bine yakın mağaranın bulunduğu bu tarihi yerleşim biriminde hala mağaralarda yaşayan insanlar var. Burada Bizans, Sasani, Artuklular, Emeviler, Abbasiler, Hamdani, Mervani, Eyyubi ve Osmanlı gibi birçok medeniyet hüküm sürmüş. Şehir altın çağını ise Artuklular döneminde yaşamış. 

Mağaralarda yaşama o dönemlerle de sınırlı kalmamış.Bugün hala mağaralarda yaşamaya devam eden insanlar var. Bu tabi sadece imkansızlıklardan kaynaklı bir durum değil. Alışkanlığın da etkisi büyük. Hasankeyf gezimizde bize rehberliği ve hoş sohbeti ile eşlik eden Filinta Ömer, ailesinde bugün mağaradaki evini yeni eve değişmeyecek kişilerin olduğunu söylüyor.  

Tarihi ilçede mağaraların yanı sıra dev bir kale, kale üzerinde Eyyübiler döneminden kalma Ulu Cami, Büyük Saray ve Küçük Saray, Asurlular zamanından kaldığı tahmin edilen Taş Köprü, Eyyubi Sultanı tarafından yaptırılan El-Rızk Camii, Sultan Süleyman Camii, Eyyübilere ait Koç Camii, ve Akkoyunlular döneminde Zeynel Bey Türbesi gibi önemli eserler bulunuyor. 

Yeni Hasankeyf

Peki onca eser baraj ile birlikte ne olacak? Bu konuda halk çok çalışmış. Hatta Tarkan, Haluk Levent gibi birçok ünlü de destek olsa da barajın yapılmasının önüne geçememişler. Bunun üzerine de madem burası ölecek bari organlarını kurtaralım diyerek önemli eserleri Yeni Hasankeyf denilen bölgeye taşımaya başlamışlar. Burası eski yerleşimden yaklaşık 3 km uzaklıkta yer alıyor. 

Yeni Hasankeyf’e taşınma süreci tüm hızı ile devam ediyor. Ama burada öyle bir tarih var ki kazdıkça daha da tarih fışkırıyor. Nitekim kasım ayında yapılan kazılarda bundan 500 yıl öncesine ait ticaret merkezi ve seramik atölyesi ortaya çıkmış. Yine bir başka kazıda 5 katlı mağara mahallesi ortaya çıkmış. İnsan sormadan edemiyor, bunlar basına yansıyan bulgular. Bir de yansımayan neler çıktı acaba? 

Biz gittiğimizde de koca tarihi bir şantiye gibiydi buralar. Özellikle de Yeni olarak adlandırılan bölge. Şimdiye kadar Artuklu Hamamı, İmam Abdullah Zaviyesi ve Zeynel Bey Türbesi taşınmış. Ayrıca 611 yıllık Sultan Süleyman Camii minaresinin taşıma işlemleri de başlamış. Halkın da yerleşmesi için yeni evler yapılmış ama bölgenin hakim rengi açık kahverengi iken neden gri renkli konutlar yapılmış anlamış değilim. İnşaat bittiğinde buraya tekne turları düzenlenecekmiş. Taşıma esnasında yapıların eski Hasankeyf’te suyun neresinde kaldığına dikkat ederek ona göre bir yerleşim planı izleniyormuş. Ayrıca bir de müze yapıyorlar. 

Hasankeyf’te Görülmesi Gereken Yerler

Batman Hasankeyf’e gidenlerin öncelikle tarihi merkezi görmesinde fayda var. Tabi her ne kadar şantiye alanı gibi olsa da Yeni Hasankeyf’i de görün. Yıllar sonra bir daha gittiğinizde ben geldiğimde buralar dutluktu dersiniz 🙂 Şaka bir yana tarihi şehrin en ikonik yapısı Zeynel Bey Türbesi buraya taşınmış. Sırf onu görmeye bile bu şantiye alanına gidilir. 

Zeynel Bey Türbesi 

Barış Manço ne güzel söylemiş: “altın çöpe düşse değerini kaybeder mi? tenekeyi parlatsan hiç çeyrek altın eder mi?” Zeynel Bey  Türbesi de o misal. Yeni Hasankeyf bir şantiye alanı da olsa burada bir yapı tüm güzelliği ile ayrışıyor. Hasankeyf’in belki de en meşhur yapısı Zeynel Bey Türbesi, Akkoyunlular’dan kalma bölgedeki tek yapı. Görünüm olarak Özbekistan’daki tarihi yapıları andırıyor. 1471’de Yavuz Selim ile Otlukbeli’de savaşan Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan‘ın savaşta ölen oğlu Zeynel Bey anısına inşa edilmiş. Yapılış tarihi tam olarak bilinmiyor.

Zeynel Bey Türbesi Taşınma Videosu

Zeynel Bey Türbesi taşınması biraz bana Çavuşesku zamanında Bükreş‘te yıkımdan kurtarılan tarihi kiliseleri hatırlatıyor. Romanya’yı uzun bir süre yöneten komünist diktatör Çavuşesku, şehirdeki mimariyi değiştirmek istiyor. 1977 yılındaki depremi de fırsat bilerek “civic center” projesini hayata geçirmek için merkezdeki birçok binayı yıkma kararı alıyor. Şehirdeki mimarlardan biri yapıları taşımayı öneriyor ve Çavuşesku’yu ikna ediyor. 3 ayda 10 kilise ve birçok da evi içlerinde insanlarla birlikte raylı sistemle taşıyorlar. 

Bükreş’in Çılgın Projesi

Artuklu Hamamı

Yeni Hasankeyf’e taşınan yapılardan bir diğeri de 650 yıllık tarihi Artuklu Hamamı. 2018 Ağustos ayında yaklaşık 7 saatte yeni yerine getirilmiş. 1500 ton ağırlığındaki hamam yekpare şekilde 256 tekerlekli SPMT denen araçlar sayesinde taşınmış.

İmam Abdullah Zaviyesi

Zeynel Bey Türbesi ve Artuklu Hamamı sonrasında taşınan bir diğer tarihi yapı da İmam Abdullah Zaviyesi. İmam Abdullah M.S. 638 yılında Hasankeyf Kalesini altı yüz yıllık Bizans hakimiyetinden kurtarmak üzere düzenlenen son İslami akınlarda, Halid Bin Velid’in ünlü komutanı İyaz Bin Ganem’in sağ kolu olarak görev yapmış ve bu tarihteki Hasankeyf kuşatması sırasında şehit düşmüş. Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (SAV) amcasının oğlu olan Caferi Tayyarın oğlu İmam Abdullah, Peygamber neslinden geliyor. Bu yüzden dolayı da türbesi her dönem saygı görmüş. 

Türbe, müçtemilat ve minareden oluşan İmam Abdullah Zaviyesi’nin türbe kısmı ve minaresi biz gittiğimizde taşınmıştı. Son parça da yakında taşınır. Akabinde ise 1409 yılında Hasankeyf Eyyubi Meliki Ebu’l Mefahir Süleyman tarafından inşa ettirilen Er-Rızk Camii ve minaresi de taşınacak. Minarenin yekpare taşınması imkansız olduğu için minarenin taşları sökülüp numaralandırılıp taşındığı yerde bu numaralara göre yeniden birleştirileceği söyleniyor. Onun ardında da Sultan Süleyman Camii ve minaresi ile Eyyübi (Kızlar) Camii taşınacak. 14-15. yy’da inşa ettirildiği tahmin edilen Eyyübi Camii, 4 buçuk tonluk ağırlığı ile bölgenin en ağır yapısı. Bu dev yapının taşınabilmesi için Dicle Nehri üzerinde 104 metre uzunluğunda, 12 menfezden oluşan köprü yapılmış. 

Hasankeyf Köprüsü

Hasankeyf’in taşınma inşaatı kapsamında yapılan çalışmalardan biri de Hasankeyf Köprüsü. Tamamlandığında Türkiye’nin 15 Temmuz Şehitler Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden sonra dördüncü, Orta Doğu’nun ise en büyük köprüsü olacakmış. Bu en büyük söylemlerine açıkçası pek güvenemiyorum. Malum Orta Doğu çok geniş bir coğrafya ve bizim o bölgenin istatistiklerine çok da hakim olduğumuz konusunda şüphelerim var. 

14 ayaklı bu köprünün Batman, Mardin ve dolayısıyla da Habur sınır  kapısını bağlayarak bölgenin ticaret yollarındaki rölünü arttırması bekleniyor. Köprünün normalde 2017 yılında tamamlanması öngörülüyormuş ancak bizim gezimizde inşaatı hala devam ediyordu.

Tarihi Hasankeyf ve Mağaraları

Yeniden tarihi kente dönüyoruz. Orası da maalesef taşınma sürecinde bir şantiyeye dönüştürülmüş ancak yine de bu haliyle bile inanılmaz güzel bir yer. Özellikle mağaraların yer aldığı bölge Nevşehir Ürgüp’teki Peri Bacaları’nı andırıyor. Tabi burasının ayrı bir adı olduğunu sonradan öğrendim. Meğer buraya gelmeden adını biliyormuşum. Aslında siz de bilip çoğu zaman da anmışsınız burayı ama nerede olduğunu bilmeden: Yol Geçen Hanı

Yol Geçen Hanı

Hep duyarsınız “kardeşim burayı yol geçen hanı mı sandın?” diye. Ya da “burayı yol geçen hanına çevirdiniz” derler. İşte sözün gelimi kullanılan yol geçen hanının Batman Hasankeyf’te olduğunu biliyor muydunuz? Ben açıkçası bilmiyordum. Hasankeyf Kalesi altında doğal mağaralardan oluşan bin kişi kapasiteli bu han yıllarca yolcuları ağırlamış. Ticaret yolu üzerinde olduğu için insanların durup dinlendiği, bazılarının geceyi geçirdiği bir han olmuş. Dini, dili, ırkı anlaşılmayan gireni çıkanı belli olmayan sürekli bir insan trafiği içerisinde olan bu hana belki binlerce yıldır Yol Geçen Hanı denmiş. Tabi maalesef mağaralardan oluşan bu hanı taşımak imkansız. Bu yüzden Yol Geçen Hanı sular altında kalmadan gelip görün derim burayı. 

Kasır Rabi

Kasır Rabi Hasankeyf’te yaklaşık 700 yıllık geçmişe sahip bir mağara ev. Kasır Rabi’yi diğer mağaralardan ayıran birkaç neden var. Öncelikle burası birçok filme ev sahipliği yapmış. Özellikle Fatma Girik ile Hakan Balamir’in baş rollerinde oynadığı Kuma filmi sonrası popülerleşmiş. Evlenmek isteyenlerin dileklerini bir kağıda yazarak buraya asması modası çıkmış. Burası konumu itibari ile de tam bir seyir terası. Burada Hasankeyf’in en güzel manzaralarından birinin tadını çıkartabilirsiniz. Ayrıca girişte oyuk bir taş var. Onun içinden cep telefonu ile ilginç fotoğraf kareleri çekmek de gelenlerin yaptığı ilginçliklerden biri. Bu arada burası özel mülk olduğu için giriş ücretli ama öyle çok pahalı değil. sadece 1 TL. 

Hasankeyf’te Ne Yenir Ne İçilir?

Açıkçası biz burada çok fazla zamanımız olmadığı ve yemeğe başka yere sözümüz olduğu için Yol Geçen Hanı manzaralı bir çaycıda çay içtik. Ama daha fazla vaktiniz olursa bence Dicle Nehri manzaralı kafelerden birine geçebilirsiniz. Burada bölgeye has dibek kahvesi için. Ayrıca sadece Dicle Fırat nehirlerinde yetiştiği söylenen şabut balığını da tadabilirsiniz. Bir tatlı su balığı olan şabutun çok lezzetli olduğu söyleniyor. Bu balığın İsrailliler tarafından kutsal kabul edildiğine dair bazı haberler de okudum. Haberlerdeki bilgiye göre Yahudilere domuz eti haram kılınınca onlar da o dönem şabut balığı tüketmişler. Sonra da bu balığı kutsal saymışlar. Ne kadar doğru bilemeyeceğim. 

Hasankeyf’e Nasıl Gidilir?

İyi güzel anlattın da biz buraya nasıl gideceğiz diyenler dikkat. Ben Batman merkezde kaldım. Buradan kişisel araç ile Hasankeyf 40 km ve yaklaşık 36 dakika sürüyor. Bizim gibi kişisel araçlarla gelecekler için Hasankeyf   Googlemaps konumu burada dursun lazım olur.  Batman’dan Hasankeyf’e minibüsler de var. Tabi birçok kişi Mardin gezisi sırasında da bir buraya bir uğrayalım oluyor. Mardin’de olanlar buraya nasıl gelecek. Açıkçası bireysel aracı olmayanların önce Midyat’a bir minibüs ile gelmesi gerekiyor. Midyat’tan da başka bir minibüs ile ver elini Hasankeyf. Bu yolculuk da çok da kısa sürmüyor. Sadece Midyat Hasankeyf arası yaklaşık 43 km. Mardin’den Hasankeyf ise 111 km. 

Hasankeyf’te Nerede Kalınır?

Açıkçası Hasankeyf öyle bir gece kalacağınız bir yer değil. Daha çok uğrayıp doyasıya gezip devam edeceğiniz bir yer. Hasankeyf’i gezerken ya bizim gibi Batman merkezde kalabilirsiniz. Biz Turgut Özal Bulvarı ya da diğer adı ile Diyarbakır Caddesi’ndeki Real Konak Hotel‘de kaldık. Konum olarak Batman’ın İstiklal Caddesi gibi düşünün burayı. Otelde fiyat kalite olarak çok iyi idi. 

Ben Batman’ı gördüm diyenler için bir diğer önerim de Mardin’de kalmak olabilir.Önce Hasankeyf, sonrasında Midyat gezildikten sonra Mardin’e geçilir ve burada tarihi bir konakta kalınabilir. Mardin gezimiz sırasında ziyaret ettiğimiz Osmanlı Konağı hem konum hem de manzara olarak gayet iyi idi. Tabi Mardin’de konaklama söz konusu olunca Batman’daki fiyat kalite dengesini yakalamak pek de mümkün değil. Ama biraz bütçeyi arttırıp bir gece de Mardin’i yaşamak lazım.