Son yıllarda hayatın giderek pahalılaşması ile daha uygun bir alternatif olan kamplara ve kamp alanlarına ilgi giderek artmaya başladı. Bu durumda pandeminin de ekstra bir etkisi oldu. Ben de yazın iki ay boyunca Muğla‘nın Fethiye ve Bodrum gibi ilçelerinde dijital göçebe olarak uzaktan kamplarda yaşadım. Bu süreç öncesinde Türkiye‘nin en güzel koylarına sahip Muğla’daki en iyi kamplar neler araştırdım. Sonunda da aksiyon alıp krizi fırsata çevirdim diyelim. Ben de sizinle keşfettiğim en güzel kampları ve kamp alanlarını paylaşamaya karar verdim. Tabi benim gidemediğim ya da radarıma girememiş çok da güzel başka kamplar da vardır. Bunlar benim radarıma takılmış ve bir şekilde deneyimleyebildiğim yerler.
Muğla’nın en iyi kamp alanları diye arattığınızda karşınıza birçok yer çıkıyor. Açıkçası ben bu yazıda sizinle öncelikle kendi kaldıklarımı paylaşacağım. Sonra da gördüğüm ya da araştırmalarım sonucu keşfettiklerimden bazı paylaşımlarım olacak. Öncelilkle şunu söylememde fayda var, ben biir taraftan tatil yaparken diğer taraftan da uzaktan çalışmaya devam ediyordum. Bu yüzden bilgisayarımla rahat çalışabileceğim ve belli konfora da sahip yerler arıyordum. Biraz da rahatına düşkün bir yapım var. Genelde kampın ya kendi çadırında ya da kulubesinde ya da bungalov’unda kaldım. Kendi çadırı olan biri değilim ve hijyen, yemek kalitesi gibi şeylere dikkat ediyorum. Bu kadar girişten sonra artı kuru fasulyenin faydalarına girebiliriz sanırım.
instagram hesabımı takip edin –> @cokgezenadam
Fethiye’nin en iyi kamp alanları
Ben temmuz ayında ilk olarak Fethiye’ye geçtim. Burası kamp olarak oldukça zengin bir bölge. Benim tercihim ise Kayaköy bölgesi oldu. Kayaköy yazın sıcaklarında Fethiye’ye göre nemi daha az ve çok daha iyi iklime sahip bir bölge.
Kayaköy Jungle Camping
Bu yaz sanırım en uzun süre kaldığım yer burası oldu. 2 yıldır faaliyette olan Kayaköy Jungle Camping’te yaklaşık 4 hafta kaldım. Burası yıllardır kampçılık ile uğraşan Özgür ve ailesinin işlettiği çok nezih ve güzel bir aile işletmesi. Kamp alanında 5 bungalow ve kampa ait çadırlar var. Ayrıca kendi çadırınızla da kalabiliyorsunuz. Fiyatlar gayet uygun. Ben kampın kendi çadırında kaldım. Benim kaldığım çadır içinde ayakta durulabilecek büyüklükte ve içinde baya yüksek yatağı olan bir çadırdı. Bu çadırdan kampta 1 adet var. Diğerleri orta boy çadırlar. Benimkisi çadırdan çok otağ gibiydi desem yeridir. 🙂
Kampta Özgür ve ailesi de kaldığı için bir kere içerisi çok temiz. Hem duşlar hem de mutfakların temizliği benim için çok kritik. Burada anne temizliğini hissediyorsunuz.
Kampın yeme içme imkanları
Kampın mutfağında pandemi nedeniyle tava tencere vb malzemeler kaldırılmış. Çok az malzeme var. Yemek hizmeti de vermiyorlar. Her sabah kampın bostanından toplanan biberleri mutfakta paylaşım masasına koyuyorlar. İsteyenler bunları alabiliyor. Siz de giderken götürmek istemediğiniz malzemelerinizi bu masaya diğer kampçılar için bırakabiliyorsunuz. Bu arada kampın mutfağı oldukça geniş ve hem mutfak içinde hem de arka tarafta büyükçe dolaplar var. Mangal yapmak isteyenler için mangallar da mevcut. Ama mangal sadece mutfağın arkasındaki kısımda yapılabiliyor ve 18:00 – 20:00 arasında mangala izin var. Sonrasında çadır alanına koku siniyor ve insanlar rahatsız oluyor diye mangala izin verilmiyor. Ayrıca kamp içinde Özgür’ün yakın arkadaşı Muhittin’in açtığı 3. nesil de bir kahveci var. Kamp içinde cold brew keyfi yapabiliyorsunuz.
Kampın içi tasarım olarak da rafine bir zevkle tasarlanmış. Instagram paylaşımları için sizlere bol bol malzeme çıkıyor. Özellikle tarihi Kayaköy evleri manzaralı bostanda poz vermeden kampı terketmeyi önermiyorum. Bu arada hızla büyüyen ağaçlar tercih edildiği için her sene gölge alanı çok daha büyüyen bir kampa dönüşüyor. Yazın sıcaklarında bu oldukça önemli bir özellik oluyor.
Kampta ortak mutfağım çevresinde ortak kullanıma açık masalar var. Burada wifi da var. Ben 4 hafta boyunca buradaki masalarda dijital göçebe olarak işlerimi yürüttüm. Akşamları ve hafta sonları da çevredeki güzel koyları ve tarihi yerleri keşfe çıktım. Kayaköy gezi rehberi yazımda buralar hakkında detaylı bilgiler bulabilirsiniz.
Kampın sahibi Özgür ve ailesi oldukça iyi de hayvanseverler. Kamp içinde 1 köpek, 2 kedi ve birçok tavuk var. Hayvalar oldukça eğitimli. Hepsi sev beni diye tanımlayacağım hayvanlardan. Sizinle sadece yemek vakti muhattap oluyorlar. Kendilerine acındırarak yemek vermenizi bekliyorlar. Özgür yemek saatleri öncesi onlara yemek vererek bu durumun da önüne geçmeye çalışsa da tok evin aç kedisi senaryosu gerçekleşebiliyor.
Kayaköy Sanat Kampı
Bu sene kurban bayramı tatilinde 1 hafta zaman geçirdiğim Kayaköy sanat kampı aslınad benim Kayaköy ile tanışmamı sağlayan kamptır. 3 yıldır her sene bir hafta kaldığım bu kamp klasik çadır kamplarından farklı değişik konseptli bir kamp. Burada öncelikle çok farklı konaklama alternatifleri mevcut: kendi çadırınız, kampın çadırı, çardak, taş oda, bungalow gibi alternatifler mevcut. Burayı diğer kamplardan ayıran özelliği, 1 hafta boyunca belirli bir programı olan ve herkesin birlikte hareket ettiği bir konsepte sahip. Pazar günü giriş yapılıp cumartesi öğlen çıkılan ve kayıtları açıldığında hızla haftalarının dolduğu fanları ve müdavimleri olan bir kamp burası. Öyle ben 2 gün geleyim çadır atayım kafası değil.
Özellikle sosyalleşmeyi, keyifli zaman geçirmeyi seviyorsanız burası size göre. 3 yıldır çok güzel dostluklar kazandığım ve bu dostlukları İstanbul’a da taşıyabildiğim bir yer burası. Bu arada yogasından, sanat atolyelerine, trekkingden, çok güzel koy gezilerine, akşamları da müzik dinletileri ile dolu dolu bir kamp. Her sene ayrı sanatsal ve zanaatsal beceriler kazanıyorsunuz. Ben ilk sene seramik, ikinci sene dercilik, üçüncü sene de fotoğraf atolyelerinde çok güzel bilgiler edindim. Hala deri atölyesinde yaptığım deri cüzdanlarımı kullanıyorum.
Yaz deftere çıkışta ödersin
Bu arada kampın aktiviteleri yanı sıra bulunduğu tesis çok şahane. Yazın sıcağında böyle gölge bir yer bulmak çok zor. Kamp içinde çok güzel bir bostan ve bir de havuz var. Çardaklar da keyif yapmak için idealler. Kampın içinde aldıklarınızı bir deftere yazdığınız bir de barı mevcut. Çıkarken hesaplaşıyorsunuz. Fiyatlar gayet makul. Bu arada kampın yemekleri efsane. Özellikle son gece mutfaktaki ablalar damak çatlatan yemeklerle şov yapıyorlar.
Kayaköy Sanat Kampı da Jungle Camp gibi hayva dostu bir kamp. Burada da kediler, köpekler, tavuklar cirit atıyor. Ama sizinle genelde muhattap olmuyorlar. Hatta yemek yerken bile.
Pastoral Vadi Ecofarm
29 Ekim haftasında 2. Yoga Festivali için kaldığım Pastoral Vadi EcoFarm, Fethiye’nin Yanıklar Köyü’nde yer alıyor. Türkiye’de ekolojik turizmin bence en güzel örneklerinden biri burası. Doğa içinde çok başarılı bir kamp. Burası 1949 İstanbul doğumlu Ahmet Kizen Beyefendi tarafından 2006 yılında kurulmuş. Kendisi İTÜ Mimarlık mezunu olan Ahmet Bey kitle turizmi ile turizm beldelerinin betonlaşmasından ve doğanın zarar görmesinden rahatsız olarak bu projeyi hayata geçirmiş. Doğa ve kültürel yapıyı bozmadan turizm ve tarım yapılabileceğini kanıtlamak istemiş. Buğday Ekolojik Yaşamı destekleme Derneği, TaTuTa (Tarım, turizm, takas) projelerinin de katılımcısı olmuş.
Yanıklar Köyü’nde Kargı Çayı kenarında tamamen doğal bir ortamda taş, ahşap, kerpiç malzeme kullanılarak yapılan evlerin de yer aldığı ekolojik bir kamp alanı kurulmuş. Ahmet Bey yöre halkına da işletmede istihdam vermiş.İlk başlarda çok ilgi görmese de şimdi çoğu zaman yerimiz yok diyerek rezervasyon alamıyorlar.
Kamp sene içerisinde birçok yoga etkinliğine de ev sahipliği yapıyor. Ayrıca kampın yemekleri de oldukça lezzetli. Köylü ablalar yemekler yapıyor. Kampın yemekleri vejeteryan menü. Benim gibi etobur biri bile beğendiyse herkes beğenir 🙂
Burası inziva isteyenler için bir cennet. Wifi ve telefon erişimi sıkıntılı. Dünyadan soyutlanmak isteyenlere göre bir yer. Ekolojik turizm deneyimi yaşamak isteyenlere Fethiye Yanıklar’daki bu kampı öneririm.
Çevresindeki Yeşil Vadi de görülmeye değer bir doğal güzellik. Tabi yazın hafta sonları günübirlikçilerden dolayı çok da keyifli olmayabiliyor. Yakınlarındaki en güzel plaj ise Katrancı Koyu Tabiat Parkı.
Fethiye’deki diğer kamp alanları hakkında
Derin Afkule Camping
Fethiye Kayaköy’de kaldığım kamplar dışında bu sene açıldığını duyup geçerken gezdiğimiz Derin Afkule Camping‘i de beğendiğimi itiraf etmeliyim. Sahibi olan hanımefendi oldukça pozitif birisi ve bizi gezdirirken kendisinden aldığımız enerji oldukça pozitifti. Bir işletmenin sahiplerinin tutumu bence işletmenin başarısında en önemli kriter. Ayrıca güzel bir restoranı ve keyifli sosyalleşme alanları vardı. Gördüğüm en büyük sıkıntısı ise telefon iyi çekmiyordu. Benim gibi uzaktan çalışan dijital göçebeler için bu pek büyük bir sorun oluyor. Ama insanlar bir süre bana ulaşmasın kafamı dinleyeyim diyenler için ideal. Burası Kayaköy’den Af Kule’ye giderken, Af Kule’ye dönüşte yol üstünde kalıyor.
Shambala
Kayaköy dışında Fethiye’de kamp kültürünün en gelişmiş olduğu yerlerden biri de Kabak bölgesi oluyor. Burada birçok kamp var. Benim bu bölgede son dönemde adını en çok duyduğum Shambala. Paylaşım yapan dostlarımdan gördüüm kadarıyla oldukça da güzel benziyor. Ancak burası kamptan çok glamping diye tabir edilen yerlerden. Glamping İngilizce’deki glamorous (büyüleyici) ve Camping (kamp yapmak kelimelerinin birleşmesi ile ortaya çıkan lüks kamp konseptlerine verilen ad. Açıkçası bir kamp kendine glamping diyorsa orada fiyatlar baya uçuyor. Fiyatlar otel fiyatlarını bile geçiyor.
Perdue
Şambala gibi Kabak taraflarında Faralya bölgesindeki Perdue bunun en uç örneklerinden. Burası ultra lüks bir glamping. Balayı için çok farklı bir konsept arayan, bütçe konusunda da pek sıkıntısı olmayanlar için düşünülebilir. Benim gibi dijital göçebeler için biraz tuzlu kaçabilir.
Kelebekler Vadisi
Fethiye’nin Ölüdeniz mevkiinde ulaşımının sadece deniz yolu ile olduğu Kelebekler Vadisi aslında tam bir doğa harikası. Bizde değil yabancı bir ülkenin elinde olsa şuan dünya çağında biliniyordu belki de. Bir dönem kampçıların eldoradası diye bloğumda daha dettaylı olarak yer verdiğim Kelebekler Vadisi maalesef günübirlik gezi teknelerinin akınları nedeniyle yazın pek huzurlu kamp yapabileceğiniz bir yer olmaktan çıkmış durumda. Ama buraya kadar yolunuz düşmüşken belki 1 gece de olsa denemek istersiniz diye buraya bırakıyorum.
Babacamp
Fethiye Kayaköy’de kaldığım 5 hafta boyunca bir türlü gitme fırsatı bulamadığım ama gidip görmeyi de çok istediğim yerlerden biri de bulutların üzerinde kurulmuş Babacamp idi. Burası Fethiye’nin meşhur Babadağ mevkii yamaçlarına kurulu bir ekolojik kamp. Birçok yoga ve inziva kampının da gerçekleştiği kampın yolu biraz meşakkatli. Ölüdeniz’den oldukça virajlı bir yolu tırmanarak buraya ulaşıyorsunuz. O kadar yükseğe tırmanıyorsunuz ki, kamp alanından aşağıda bulutları görebiliyorsunuz. Sırf bu manzarayı görmek için bile gitmek istiyorum açıkçası. Yapılacaklar listemde yer alan yerlerden birisi burası.
Bodrum’un iyi kamp alanlarından biri: Volo Camping
Fethiye’de geçen 5 haftadan sonra, dijital göçebe göçmeli diyerek başka bir yer arayışına koyuldum. Akabinde de Muğla’nın bir başka güzel ilçesi olan Bodrum’a gitmeye karar verdim. Bodrum’daki tercihim ise Volo Camping oldu. Burayı, Kayaköy Jungle Camp’ta tanıştığım kendisini kampların google’u olarak tanımladığım değerli öğretmen dostum Seçkin sayesinde burayı keşfettim. Bodrum’da Ayşe Arman‘ın taşınması ile ünlenen Gürece mevkiinde oldukça güzel bir tasarıma sahip, nezih bir kamp burası. Yine burada yaşayan bir aile tarafından işletiliyor.
Öncelikle baştan uyarayım, Volo Camping öncelikle deniz kenarında bir kamp değil. Ama kampın bulunduğu Gürece oldukça arabanız varsa oldukça stratejik bir mevki. Bodrum’da her yere yakın bir yerde bulunuyor. Aracınız varsa her yer 15- 35 dakika mesafede yer alıyor. Turgutreis 5km, Gümüşlük 8 km, Bodrum merkez 10 km, Yalıkavak 12 km uzaklıkta. Benim gibi gündüzleri çalışan dijital göçebeler için akşam 6’dan sonra civarda Akyarlar, Meteor Plajı, Ortaca, Bitez gibi yerler 15-20 dk uzaklıkta yer alıyor.
Kamp alanı yeme içme imkanları
Volo Camping’ın birçok kamptan ayrıştığı bir konu sabah kahvaltı ve akşam yemeğini fiks olarak sunuyor olması. Ortak mutfağı yok. Buraya kampa gelenler yemeği dert etmesin tatilin tadını çıkarsın kafasındalar. Yemekleri Mert’in babası bahçedeki sebzelerden yapıyor. Tam bir aile işletmesi. Doymazsanız yine koyuyorlar. Burada aç kalmak zor. Ayrıca sürekli çay demleniyor. Çay da fiyatlara dahil. Kampın bir de barı mevcut. Öğlenleri de isterseniz restorandan yemek alabilirsiniz. Fiyatlar gayet makul, lezzet de güzel.
Kampın kendi çadırı yok. Çadır yerine daha konforlu tek kişilik ve iki kişilik kulübeler var. İçinde yatak ve priz mevcut. Ayrıca karavan, taş ev, bungalow hatta minibüsten bozma farklı ev konseptleri bile mevcut. Kamp tasarım olarak da instagram’a stok yapmanız için yapılmış gibi. Bir hafta kalıp tüm yaz paylaşırsınız artık.
Kampın en güzel yanlarından biri de yalnız gezen kadınların rahat edebileceği bir yer. Onların rahat etmesi için genelde ikili üçlü erkek grupları kampa kabul edilmiyor.
Kampda dair daha detaylı yazıları bloğumda ayrı bir yazıda paylaştım. Detaylar için: Bodrum kamp tavsiyesi: Volo Camping yazıma bakmanızı öneririm.