Hem hafta sonu İstanbul’a yakın gezilecek yerler hem de İstanbul‘a yakın günübirlik kaçamak yerleri arayanlar için en ideal yerlerden biri Edirne. Hele de arabanız varsa. Ben de bir ekim ayında İstanbul’dan Edirne‘ye hem otomobil test etmek hem de Avrupa‘daki karakol şehrimiz Edirne’yi keşfetmek için bir seyahat gerçekleştirdim. Bir günde araba ile Edirne’ye nasıl gidilir gördüm ve sizler için bir Edirne gezi rehberi hazırladım.
Türkiye‘nin kuzey batısında hem Yunanistan hem de Bulgaristan sınır kapıları bulunan Edirne’de gezilmesi ve görülmesi gereken yerler oldukça fazla olsa da iyi bir planlama yaparsanız bir günde gezilebiliyor. Edirne hakkında bilmeniz gereken bir diğer konu ise şehre aç gelmeniz ve minimum 3 öğünü burada yapacak şekilde bir gezi planlamanız gerekiyor. Edirne’de nerede ne yenir, ne içilir konusunda bu yazıda olabildiğince sizleri aydınlatmaya çalışacağım.
instagram hesabımı takip edin –> @cokgezenadam
Edirne Gezi Notları (Araba ile İstanbul Edirne Yolculuğu)
İstanbul’un trafiğinden kaçıp yakın bir yerlerde zaman geçirmek isteyenler için oldukça güzel bir tercih Edirne. Özellikle de yaz aylarının yoğunluğuna kalmazsanız. Ben de işte ekim ayının tenhalığı ile bir pazar günü arkadaşlarımla saat 10:45 sularında Florya’dan Edirne yolculuğuna başladım. Florya’dan Edirne yaklaşık 240 km. Kaymak gibi bir otoban. Burada tek sıkıntı dümdüz kaç şerit yolu git git bir yerden sonra insan hipnoz oluyor gibi hissediyor. Bu yüzden ben virajlı yolları daha çok seviyorum. Viraj candır yolculuğun monotonluğunu kırar.
Neyse takribi 2 saat gibi bir sürede kendimizi Edirne içinde bulduk. Açıkçası bazen İstanbul trafiğinde o kadar sürede bir yerden bir yere gidemiyorum. Edirne’ye geldiğimizde ise Selimiye Camii yakınlarında birçok otopark müsaitti. Ama ara sokaklarda ücretsiz yerler de bulmanız çok da zor olmuyor. Ben öyle yaptım. Bu arada
Edirne seyahatimizi gerçekleştirdiğimiz test aracımız hakkında izlenimlerimi de “Hyundai Elantra 1.6 CRDi Elite AT ile Edirne Test Sürüşü” yazımda bulabilirsiniz.
Eğer arabayla değil de otobüs ile de gidecekseniz, Metro Turizm, Nilüfer Turizm, İstanbul Seyahat, Buzlu Turizm gibi firmaların İstanbul’dan Edirne’ye birçok seferi bulunuyor. İstanbul harici şehirlerden de Kontur, Isparta Petrol gibi firmaların Edirne seferleri mevcut.Seferler ve otobüs biletleri hakkında tüm alternatifleri görmek için linki kontrol edebilirsiniz.
Bizim Edirne’de ilk durağımız Selimiye Camii‘nden önce Köfteci Osman oldu. Seyahatimiz boyunca da yemek yedik, bir ya da 2 yer gezip yeniden bir şeyler yedik:) Ama ben okuması daha rahat olması için yemek yediğimiz ve gezdiğimiz yerleri bir arada anlatacağım size.
Edirne Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Trakya’nın bu güzel şehrini ziyaret etmeden önce Edirne hakkında bilinmesi gereken bazı bilgiler ile başlayalım. Edirne’nin tarihi Traklar soyundan gelen Odrisler’e kadar dayanıyor. Buranın şehir olması ise Roma dönemine denk geliyor. Dönemin İmparatoru Hadrianus stratejik önemi nedeniyle burayı şehir ilan edip adını da Hadrianapolis yani Hadrian’ın şehri koyuyor. Peki Edirne adı nereden geliyor? Edirne adı Hadrianapolis’ten geliyor. Hadranapolis ismi zamanla evriliyor ve Bizans zamanında Adrinople oluyor. 1361 yılında I Murat tarafından fethedilip Osmanlı egemenliğine geçince şehrin adı önce Edrine olur. Sonrasında da zamanla halk arasında Edirne diye dönüşüyor.
Edirne için Bursa‘nın oğlu İstanbul‘un ise babası deniyor. Bursa’dan sonra Osmanlı’nın 88 yıl başkenti oluyor. 1453 yılında İstanbul’un fethi ile başkentlik görevini İstanbul’a devrediyor. Osmanlı’nın başkentlerinden biri olmasından ötürü çok ciddi bir tarihi envantere sahip olan şehrin nüfusu yaklaşık 406 bin. Edirne merkez ile birlikte 9 ilçesi bulunuyor. Bunlar: Enez, Havsa, İpsala, Keşan, Lalapaşa, Meriç, Süloğlu ve Uzunköprü. Zengin tarihi ve yemekleri dışında meşhur Kırkpınar yağlı güreşleri de şehrin öne çıkan cazibelerinden biri.
Edine’de Görülmesi Gereken Yerler
Edirne hakkında bunca bilgiden sonra şimdi gelelim Edirne’de görmeniz gereken yerler listesine. Açıkçası ben bunları günübirlik gezimde hazırladım. Ekstra önerileri olanlar varsa bir sonraki gezilerimde ayrıca görmek isterim.
1. Selimiye Camii
Edirne denince ilk akla gelen yer Selimiye Camii, Osmanlı tarihinin en yetenekli mimarı, Sinan’ın ustalık eseri. Selimiye Camii, 550 milyon akçe harcanarak 400 kalfa ve 14 bin işçiyle sürdürülen yaklaşık yedi yıllık bir mesai neticesinde, 14 Mart 1575 tarihinde ibadete açılmış.
Camii hem iç hem de dış mimari olarak Sultan Ahmet Camii’ni andırıyor. Camii içindeki fil ayağı olarak adlandırılan sütunların heybeti de insanı büyülemeye yetiyor.
2. Edirne Eski Camii
Eski Cami’nin inşaasına Süleyman Çelebi tarafından Osmanlı’nın Fetret Devri’nde 1403 yılında başlanıyor. I. Mehmed zamanında 1414’te camiinin inşaası tamamlanıyor. Caminin yan kapısı üzerindeki kitâbeye göre mimarı Konyalı Hacı Alâaddin, kalfası ise Ömer ibn-i İbrahim’dir. Caminin 9 kubbesi ve 2 minaresi bulunuyor. Dışarıdan bakıldığında sıradan bir Osmanlı Camii gibi duruyor.
Ancak bu camiinin öyle sırdan bir camii olmadığını kapısına yaklaştığınızda anlıyorsunuz. Kapının sağ kısmında kalan duvarda hat sanatıyla “Allah” sol tarafında da “Muhammed” yazıları sizi karşılıyor.
İçeri girdiğinizde ise duvar ve sütunlardaki hat sanatı gerçekten gözlerinize bayram yaşatıyor. Mihrabın sağ tarafında bulunan ve Kabe’den getirildiği rivayet edilen taş da ayrı bir ziyaret noktası olarak bu camiide yer alıyor. Açıkçası bu camiiyi gezdikten sonra bu kadar meşhur olmamasını Selimiye Camii’nin hemen karşısında olmasına bağladım.
3. Üç Şerefeli Camii
Yapımına II. Murat zamanında 1437’de başlanmış ve inşaatı yaklaşık 10 yıl sürmüş. Camii’nin mimarı, Mimar Müslihiddin (Felçli Mimar). Bu camii Osmanlı’nın o zamanki klasik mimarisinden çok farklı bir mimariye sahiptir. Selçuklu Mimarisi’nden Osmanlı mimarisine geçisin ilk örneklerinden olması nedeniyle aslında mimari tarihinde önemli bir yere sahiptir. Bu Camii 100 yıl sonra Mimar Sinan’ın yapacağı camiilerin ana fikri için öncü olmuştur. Üç Şerefeli Camii, Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde de yer alan tarihimizin önemli eserlerindendir.
Bu camiinin birbirinden farklı 4 minaresi bulunur. İlk bakışta sanki başka camiilere ait gibi duruyorlar. Bu minarelerden birincisi camiye adını da veren 3 şerefeli minaredir. Bu minareye 3 ayrı yoldan çıkılmaktadır. 1. yol 1 ve 3. şerefeye, 2. yol 2 ve 3. şerefeye, 3. yol ise sadece 3. şerefeye çıkar. 81 metre yükselikteki bu minare döneminde Osmanlı’nın en uzun minaresi idi. Bu camiinin bir ilginç noktası da kubbesidir. Bu camii ile çok kubbeli yapıdan, tek ve merkezi kubbeli bir yapıya geçilmiştir.
Camii her ne kadar kubbe yapısı ve mimarisi ile Osmanlı’nın Mimar Sinan tarafından doruğa ulaştırılan mimari anlayışına öncülük etmiş olsa da içerisine girdiğinizde kendinizi bir Selçuklu Camii’nde hissediyorsunuz. Bunun başlıca nedeni iç alanın dikdörtgen şeklinde olması. Selçuklu döneminde camiiler, ön saf sevabı daha çok kişi tarafından alınsın diye bu şekilde tasarlanıyormuş.
4. Edirne Sokullu Hamamı
Üç Şerefeli Camii’nin hemen karşısında bu tarihi hamamı ziyaret edip, gezinin yorgunluğunu üzerinizden atabilirsiniz. Açıkçası bizim kısıtlı zamanımız olduğu için bu kadar keyfe kaçma imkanımız olmadı.
5. Edirne Saraçlar Caddesi
Eskiden saraçlar bulunduğu için bu adı alan cadde, bugün İstiklal Caddesi’ni andırıyor. Şehrin yaya trafiğinin en yoğun olduğu bu caddede, birçok kafe, restorant ve mağazalar yer alıyor. Birçok meşhur ciğerciyi de bu cadde ya da ona bağlı ara sokaklarda bulabilirsiniz. Özellikle hala eski usul dükkanların bulunması buraya nostaljik de bir hava katıyor.
6. Rüstempaşa Kervansarayı
1554’de Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı ve sadrazamı olan Damat Rüstem Paşa tarafından Mimar Sinan’a yaptırılan bu yapı bugün bir otel olarak işletiliyor. Bu yapının ön cephelerinde ise dükkanlar bulunuyor.
7. II Beyazıt Külliyesi
II Beyazıt Külliyesi Osmanlı’nın en önemli Tıp Fakulteleri’nden biri idi. Bu ziyaretimde çok ilginç de bir bilgi öğrendim. Osmanlı’da psikolojik hastalığı olan kişiler burada müzikle tedavi ediliyormuş. Edirne’deki II Beyazıt Külliyesi de Osmanlı’da müzikle tedavi yapılan en önemli şifahanelerden biri imiş.
Aynı dönemde Avrupa’da ise aynı hastalara yapılan tedavi ise şiddet içeriyordu. Bu gezimde edindiğim bilgilerle hazırladığım Müzikle Tedavi: Hangi Makam Hangi Hastalığa İyi Geliyor? yazıma da ayrıca bakmanızı öneririm.
8. Muradiye Cami
1433 yılında II. Murad Han tarafından yaptırılan cami biraz arka bir mahallede kalıyor. O yüzden diğer yapılar kadar ziyaretçisi yok. Çinileri ile meşhur caminin mihrabı Bursa Yeşil Camii’den sonraki en büyük çini mihrap.
9. Edirne Sokakları
Ben birçok yeri gezerken olduğu gibi Edirne sokaklarında da biraz kayboldum. Sokaklarda kaybolarak yeni yerler keşfetmek gibisi yok. Böylece şehri çok daha güzel öğrenebiliyorsunuz. Bu esnada da karşıma ilginç kareler denk geldi
Edirne’de nerede ne yenir ne içilir?
Edirne tarihi kadar yemekleri ile de doyurucu bir şehir. Edirne yemekleri denince ilk akla Edirne tava ciğeri geliyor. Şehrin meşhur ciğeri Güneydoğu’da yapılandan farklı. Şanlıurfa, Gaziantep‘te ciğer daha çok şişte yapılıyor. Burada ise tavada yapılıyor. Açıkçası ikisini de severim ama birinci tercihim şişte olanı. Edirne’nin bir diğer lezzeti de Edirne köftesi. Şu güzelim ülkede köftesi meşhur olmayan neresi var diye insan soramadan edemiyor ama Trakya bölgesi bu konuda iddialı. Komşu Tekirdağ da Edirne ile bu konuda rekabet eder. Nitekim bir ara da köftelerin peşinden bir rora çizmişliğim var. Tekirdağ’da nerede ne yeni? Tekirdağ köfte rotası ve Tekirdağ köftesi nerede yenir yazılarıma da bir ara bakın derim.
1. Köfteci Osman
Açıkçası Edirne’ye gidiyorsun ne köftesi, ciğer yemelisin dediğinizi duyar gibiyim. Ancak Edirne’ye gelmişken methini birçok yerden duyduğumuz adaşım Köfteci Osman’ı ziyaret etmemek olmazdı. Üstelik de Edirne’de ilk durağımız burası oldu. Açıkçası methedildiği kadar da varmış. Hemen Selimiye Camii’nin yanındaki taksi duraklarının orada bulunan küçük bir dükkan burası.
Öyle lüks bir yer beklemeyin. Ancak 1988 yılından beri köfte yapan Osman Usta bu işin ustası. Dana kaburgasından hazırlanan eti çekerek kıyma yapıyor ve içi sulu dışı kızarmış o lezzetli köfteleri masanıza getiriyor. Ayrıca köftelerin yanında odun ekmeği verilmesi de ayrıca bir artı. Biz gittiğimizde bir porsiyon köfte 12 TL, piyaz 5 TL. idi. Ama gideli oldu biraz şimdi o fiyatlara pek bulamazsınız tabi. Zaten 1 hafta önce gidip yazsam da fiyatlar aynı kalmıyor.
2. Edirne Ciğerci Kazım ve İlhan Usta
Açıkçası Edirne ciğeri konusunda birçok farklı tavsiye aldım. Bunlardan ilk durağımız Ciğerci Niyazi oldu. Buradaki kuyruk açıkçası bizi korkuttu. Aydın Tava Ciğer ve Niyazi Usta sürekli kuyruk olan en meşhur ciğerciler.
Bizim gittiğimiz Edirne Ciğerci Kazım ve İlhan Usta da şehrin meşhur ciğercilerinden ama biraz daha ara sokaklarda olduğu için kuyruk beklenen bir durum olmuyor. Ancak kuyruk beklemiyorsunuz demek kötü ciğer yiyorsunuz anlamına gelmiyor.
Üstelik beraber gittiğim arkadaşlarımdan biri ciğer sevmiyordu ve burada tadına baktıktan sonra ciğere karşı bakış açısı değişti 🙂 Gerçekten İstanbul’da Edirne ciğer adı altında pek lezzeti olmayan şeylerle kandırıldığımız burada gördük. Gerçekten ciğerin tadını aldık burada. Burada da ciğerin porsiyonu 12 TL. Piyaz da yine 5 TL. idi. Ama dediğim gibi şimdi fiyatlar uçmuştur. Burada ikram için bile çay bulunmuyor.
3. Kervansaray (Yunus) Dondurma
35 yıldır dondurma işinde olan Yunus Dondurma’nın sahipleri burayı 15 yıl önce açmış. Doğal meyveler ve gerçek sütle yapılan dondurmanın birçok çeşidi var. Rüstempaşa Kervansarayı’nın yanı başındaki bu dondurmacıda ben de dondurmanın tadına baktım. Açıkçası hayatımda yediğim en güzel dondurma diyemesem de denenmeye değer. Üstelik de bir top dondurmanın sadece 1 TL olduğu düşünülürse. Şimdi kaç paradır acaba? 🙂
4. Edirne Meriç Nehri Manzarasına Karşı Kahvaltı
Şehrin Meriç nehri kıyısında birçok restoran bulunuyor. Biz bir başka ziyaretimde babamlarla boş bulduğumuz birine oturup manzaraya karşı serpme kahvaltı aldık. Kahvaltı ortalama ama manzara oldukça güzeldi. Fiyat kalite olarak bence gayet iyiydi.
5. Diğer Lezzetler
Karışık Osmanlı Macunu
Açıkçası Edirne’de daha tadına bakılması gereken birçok yer var. Ancak günübirlik gittiğinizde hem zamanınız hem de mideniz tüm bu lezzet duraklarını ziyaret etmeye imkan vermiyor. Şehirde Osmanlı macunları ve çekirdek satan seyyar satıcılar daha Selimiye Camii’nden itibaren sizin ilginizi çekmeyi başarıyor.
Arslanzade
İlk dükkanı 1947 yılında havlucular Hanı’nda Arif Bey tarafından kurulan işletmenin bugün Edirne’de 20 farklı noktada mağazaları bulunuyor. Narlı lokum Hürrem, kare kesilmiş Kavala kurabiyesi, Antepfıstıklı kallavi, pehlivanlara güç veren 41 çeşit baharattan yapılmış deva-i misk helvası yöreye özgü tatlılardan bazıları. Yağsız, unsuz ve tuzsuz bir kurabiye olan kallavi, Antepfıstığı, bal, safran ve şekerden yapılıyor. Oldukça lezzetli olan bu kurabiyenin fiyatı ise biraz tuzlu: 12 TL. Kavala kurabiyesi ise, Kavala’da yediklerime kıyasla çok da iyi sayılmaz. Ama çayın yanında eşlik edebilecek düzeyde.
Hardaliye
Üzüm, vişne yaprağı ve hardal tohumundan yapılan bu içecek kansızlığa ve demir eksikliğine iyi geliyor. 4 gün dayanan hardaliye soğuk tüketiliyor.
Çaycılar
Açıkçası bizim gibi çayı seven bir millet için geziler esnasında karnımız acıkmasa da dinlenip bir çay molası vermek şarttır. Edirne’de seyahatimiz esnasında da birçok kez çay molası verdik. Burada kafelerden çok eski usul çaycıları tercih etmeye çalışın. Emin olun pişman olmazsınız. Kafe tarzı yerlerde içilen çaylar hem çok daha pahalı hem de lezzetli değil. Zamanımız olmadığı için gidemediğimiz Kırkpınar Evi çay için ilginç bir tercih olabilir. Kırkpınar güreşçilerinin büstlerinin de yer aldığı bir çaycı burası.
Ellerinize sağlık,güzel bir yazıydı. Ben de ailemle beraber günü birlik bir Edirne seyahati yapalım diyordum, sizin yazınıza denk geldim.
Beğenmenize sevindim. Yazılarımın sizlere faydalı olması beni yeni yazılar yazma konusunda daha da motive ediyor. Umarım ailenizle keyifli bir Edirne seyahati gerçekleştirirsiniz
teşekkürler
Teşekkürler, bende sabırsızlıkla günü birlik İstanbul dışı gezilerinizi bekliyor olacağım.
Edirne’ye İstanbul Çamlıca’dan yola çıkacağım. Gerek Edirne’de gerek yol üstünde şöyle güzel serpme kahvaltısı yapabileceğimiz hesaplı bir yer önerebilir misiniz?
Bülent Bey açıkçası otobanda benim dikkatimi çeken bir yer olmadı. Ama benden size tavsiye zaten Edirne’ye aç gidin. Tüm yemek alternatiflerinizi oraya saklayın derim 🙂
bir daha ki gelişinizde II.beyazıt külliyesini de gezmenizi tavsiye ederim. ayrıca meriç nehrini ve köprüsünü en güzel açıdan izleyeceğiniz protkol evinde türk kahvesiyle yorgunluğunuzu atarken bana teşekkür edeceğinizi umuyorum :)))
Zeynep Hanım bu pazar yeniden geldim Edirne’ye. Yorumunuzu döndükten sonra görme imkanım oldu. Ancak ben de bu gezide eksiklerimi tamamladım. Sabah erken gelip Meriç Nehri kenarında Lalezar’da sabah kahvaltısı yaptım manzaralı bir masada. II Bayezit Külliyesi ve Muradiye Camii’lerini de gezdim bir önceki gezime ek olarak. Yorumunuzu önceden görmüş olsaydım Protokol Evi’ne de uğramak isterdim. Artık darısı bir sonraki seferime 🙂
şirin ilimiz
Evet çok begendim ilham oldu nereleri gezecegimuze dair yanlızca sifa haneden
bahsetmediniz oraya gitmedinizni
Bir sonraki gezimde gittim. Hatta sonrasında aşağıdaki yazıyı yazdım
https://cokgezenadam.com/muzikle-tedavi-nasil-yapilir/
Cok guzel ıanlattiniz teşekkürler sifa hane vardi oraları gezmedinizmi ilham oldu nereleri gezecegimze dair
Ayşegül Hanım onu bir sonraki gezimde gezme imkanım oldu. Oldukça etkileyici idi hatta sonrasında aşağıdaki yazıyı yazdım
https://cokgezenadam.com/muzikle-tedavi-nasil-yapilir/
Yarın kısmetse ilk kez Edirne yolculuğuna ailecek çıkıyoruz.bir gece kalıp İstanbul a döneceğiz.verdiginiz bilgiler eminim çok yararlı olacak.. teşekkürler
İyi yolculuklar dilerim
Teşekkür ederim cok iyi bi rehber oldunuz diyebilirim . yarın Edirne ziyaretimiz olacak Allah nasip ederse . Ins heryerini gezebiliriz
Edirne gezimize anlattıklarımız doğrultusunda yon vereceğim. Tesekkur ederim . Çok yararlı bir yazı olmuş. Ayrıca yemek yeme yerleri içinde ayrıca tesekkur ediyorum .
Edirne gezimize anlattıklarımız doğrultusunda yon vereceğim. Tesekkur ederim . Çok yararlı bir yazı olmuş. Ayrıca yemek yeme yerleri içinde ayrıca tesekkur ediyorum .
Ne güzel, tadını çıkartın benim yerime de
Nerede kaldınız?
Günübirlik gidip geldim her seferinde
Saydığınız yerler mesafeler nasıl yaya mi yoksa her yere aracınızla mi gittiniz
Çoğuna yaya gidebilirsiniz. Ama altımızda araba var diye biz araba ile dolaştık biraz.
Mrb gezi yazınız çok işime yaradı şu anda Edirne deyim geziyorum 😀😀
Edirne’ye gelecekler için aydınlatıcı bir yazı olmuş,emeğinize sağlık.Kısmet olursa asker oğlumun yemin törenine geleceğiz.İstifade ettik.Teşekkürler.
Allah tez zamanda görevini tamamlayıp yanınıza gelmeyi nasip eylesin 🙂
Keyifle okudum. Çok teşekkür ediyorum paylaşımlarınız için.
Çok faydalı oldu, teşekkürler.
Edirneye 2 sene önce iş için gitmiştim lakin gezme fırsatım olmadığı için gezememiştim.Yıllık iznim ile birlikte ilk edirne sonra çanakalle sonrası için rota belirsiz yazılarınızı takipteyim hocam. kaleminize sağlık
Yaziniz icin tesekkur ederiz guzel bir gezimiz oldu:)
Camilerinden kervansaryindan koftecisi dondurmacisi son olarak da meric nehrinde cayimizi icer dönusumuzu yapiyoruz selametle kalin:)
Sizin rehberliğinizde Edirne’yi geziyoruz. Lalezar dayız. Meriç izleyerek kahvaltı harika. Teşekkürler
edirnede kapalı çarşı mutlaka gezilmeli.
Merhaba 🙂 Sosyal Bilgiler dersi için 3 ana başkentten birini seçmem lazımdı ben de Edirne’yi seçtim. Yazınız harikaydı ve birçok bilgi edindim. Yakın bir zamanda da Kocaeli’den çıkıp Edirne’ye gitmeyi planlıyorum 🙂
Osman bey yazınız için çok teşekkür ederiz , bizim için İyi bir yol gösterici oldu 👍🏼, zeynep hanım protokol evide gerçekten çok hoş bir yerde . Orayada uğradık. Yaz mevsimi yada bahar mevsiminde çok daha güzel olacağını düşünüyorum. Kahve severlere tavsiye edilir ☺️
faydalı olmasına sevindim. 🙂
[…] kalalım? 🙂 Hal böyle olunca da araba ile gidilebilecek lezzet rotaları ön plana çıkıyor. Edirne ve Tekirdağ İstanbul‘da yaşayanlar için oldukça güzel fırsatlar sunuyor. Bunların […]