İki yıldır istediğim gibi deniz kum güneş tatili yapamamanın verdiği isyanla bu yaz 2 hafta boyunca Türkiye‘nin batı sahillerini elverdiğince keşfetmeye çalıştım. Ege’nin en güzel plajlarını ilmik ilmik gezdim. Bu yazımda ise yaklaşık 1500 km’lik kıyı şeridi ile Türkiye’de birinci sırada yer alan Muğla‘da size bir gün boyunca yaptığım çok keyifli bir rotayı anlatacağım. Muğla merkezden yola çıkıp Akçapınar, Akyaka, Akbük ve Bodrum Çökertme’ye kadar gittik. Eşsiz denizlerde yüzerken, çok keyifli yemekler yedik.
Ege’nin en güzel şehirlerinden biri olan Muğla kendisinden daha çok ilçeleri ile tanınıyor. Muğla’da gezilecek yerler denildiğinde Marmaris, Datça, Akyaka, Bodrum ve Fethiye ilk akla gelenler oluyor. Muğla bu açıdan belki de Türkiye’nin en şanslı şehirlerinden biri. Tabi tüm bu ilçeleri bir günde gezme imkanınız olmuyor. Ben ise yolda yaşadığım bir aksilik nedeniyle 2 haftalık tatilimin sadece 2 gününü Muğla merkeze ayırabildim. Bu 2 günden birinde de Airbnb’den bulduğum yerin rezalet ötesi çıkması nedeniyle bir günüm boş ve güzel otel bulmakla geçti. Kalan ikinci günümü ise doya doya gezmeye ayırdım. Bunun için ise Muğla, Akyaka, Bodrum Çökertme rotasını belirledik.
instagram hesabımı takip edin –> @cokgezenadam
Muğla Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Başta da dediğim gibi Muğla, Türkiye’de en uzun kıyı şeridine sahip ilimiz. Bodrum, Marmaris ve Fethiye şehrin belki de en popüler turizm destinasyonları. Aydın, Denizli ve Antalya Muğla’nın komşu şehirleri. Nüfusu ise yaklaşık 900 bin kişi.
Ayrıca Evleri tuğladan kızları Muğla’dan diye bir söz varmış. Bunun nedeni ise Muğla’da tüm çeyizleri kızlar kendi alırmış. Bir başka nedeni ise zamanında değersiz diye deniz kenarındaki araziler kızlara verimli ovalardaki araziler ise erkek çocuklara verilmiş. Tabi şehir turizme açılınca o değersiz sahil şeridi değer kazanmış. Doğal olarak da Muğlalı kızlar zenginleşmiş.
Muğla’da Nerede Kalınır?
Bu kadar genel kültürden sonra tatile geri dönelim. Normalde bu gezide niyetim Akyaka ya da Marmaris taraflarında kalmaktı ancak bayram nedeniyle tüm tesisler dolunca son dakika Airbnb’den Muğla merkezde bir oda tuttum. Sonuçta altımda arabamla gider gelirim dedim. Ancak Muğla merkeze gidince tuttuğum yerin kalamayacağım kadar kötü olduğunu gördüm ve Airbnb’den kimseye ulaşamadım. Sonra evi kiraladığım kişiye durumu anlatınca Airbnb’nin kestiği ücret haricindekini ödemeyi kabul etti ve kendime Neredekal.com’dan geceliği 150 TL’ye Tuna Otel & Residence diye bir otel buldum. Burası Otelz, Trivago gibi yerlerin hiçbirinde müsait gözükmüyordu. 2 geceliğine burada kaldım ve açıkçası o fiyata odasının güzelliği beni oldukça şaşırttı. Bence tek eksisi kahvaltısı idi. 2 gecesine 270 TL’ye Airbnb’den bulduğum o rezil yerden sonra 300 TL’ye efsane oda beni gerçekten çok mutlu etti.
Muğla Akyaka Akbük Bodrum Çökertme Rotası
Cumartesi sabah erkenden uyandım ve bana bu seyahatimde eşlik edecek Seranat ile buluşmak üzere Akçapınar Köyü’ne doğru yola koyuldum. Seranat uzun yıllar Marmaris’te yaşamış eski bir arkadaşım. Şansıma o tarihlerde de orada olunca onun rehberliğinde bir keşif şansım oldu. Muğla merkezden Akçapınar’a Akyakaya gider gibi Kötekli tarafından gidiyorsunuz. 25 km’lik oldukça virajı bir yol sizi bekliyor. Virajların yanı sıra bir o kadar güzel bir Gökova Körfezi manzarası söz konusu. Ünlü Fransız okyanus uzmanı Jacques Cousteau Gökova Körfezi’ni “Dünyadaki cennet noktası” olarak tanımlıyor. Zaten yol boyunca seyir terasları sizi bekliyor.
Akçapınar Köyü
Muğla merkezden o virajlı yolu bitirip aşağı indiğinizde yol ikiye ayrılıyor. Düz giderseniz Fethiye’ye doğru, sağa dönerseniz de Marmaris’e yöneliyorsunuz. Marmaris yönüne dönüp çok kısa süre sonra soldan Akçapınar yoluna girince sizi dev okaliptüs ağaçlarının kucakladığı bir yol karşılıyor. Zaten herkes bu yolda bir durup fotoğraf molası veriyor. Bu köyün bir diğer özelliği de meşhur tostçusu.
Ben cumartesi günü kahvaltı hakkımı başka bir yere sakladığım için burada tost yemedim ama pazar günü Fethiye’ye giderken kahvaltı molamı bu tostçu da verdim. Önce yarım sucuk kaşarlı (10 TL), sonra da çeyrek köy peynirli (5 TL) aldım. Çayın tanesi ise 1 TL. Sanırım 3 adet de çay içip 18 TL ile çıktım.
Azmak’ta Kahvaltı
Mekanın yanındaki ücretsiz otoparka araçlardan birini bıraktıktan sonra Seranat ile kahvaltı için yola koyulduk. Sodalı suyu ile eşsiz bir manzara sunan Azmak Çayı son yıllarda giderek popülerleşti. Bu son gidişimde insan seliydi. Biz Akyaka’dan değil de aradan Seranat’ın bildiği ayrı bir yoldan giderek trafikten kurtulduk.
Azmak Çayı’na kadınlar burada çamaşır da yıkadığı için Kadın Azmak’ı da deniyor. Üzerinde tekne turları da oluyor. Daha önce yapmıştım bu sefer öyle bir vaktim olmadı ama kesinlikle öneririm. Suyu o kadar temiz ki dibini görüyorsunuz. Eşsiz yansımaları ile fotoğraf tutkunları için bir cennet burası. Suyunda yazın yüzmeyi de öneriyorlar ama baştan uyarayım suyu buz. Üç defa gittim ve şimdiye kadar cesaret edemedim.
Kahvaltı için Halil’in Yeri
Çayın kenarında birçok mekan var. Biz bunlardan Halil’in Yeri’ni seçtik. Daha önce başka bir ziyaretimde de balık yemek için gelmiştik buraya. Ayrıca bir diğer ziyaretimde de akşam yemeğine Olta Balık’a gelmiştik. Orada yediğim tahinli dondurmalı cevizli krepin tadı hala damağımda.
Halil’in Yeri’ne ilk gelen biz olunca manzaraya karşı bir masa seçtik. Sonra serpme bir kahvaltı söyledik. Kahvaltı ile birlikte bir demlik de çay geliyor. Kahvaltı oldukça tatmin edici. 10 üzerinden 7,5-8 veririm. Manzara ise 10 üzerinden 11 🙂 İki kişi için kahvaltı ücreti ise 73 TL idi.
Sultan Abla’nın Yeri
Bu güzel kahvaltı sonrası güzelliği dillere destan Akbük Koyu için yola koyulduk. Bunun için Eski Bodrum yolunu tercih ettik. Bu yol oldukça virajı ama manzarası da bir o kadar eşsiz bir yol. Yol üstünde sürekli aracı durdurup fotoğraf çekesiniz geliyor ama çoğu zaman bunun için imkan olmuyor. Yine böyle hayran hayran etrafa bakarken yol kenarında eşsiz manzaraya sahip bir gözlemeci dikkatimizi çekti ve daha yeni kahvaltıdan kalkmamıza rağmen durduk. Sultan Abla’nın Yeri’nde eşsiz deniz manzarasına karşı köylü ablalar yanı başınızda manzaraya karşı gözleme yapıyor. Kahvaltıdan yeni kalkınca gözlemenin tadına bakamadık ve burayı 1 Türk kahvesi ile geçiştirmek durumunda kaldık. Bir Türk kahvesi 3 TL. Gözleme ise 9 TL diye hatırlıyorum. Manzara ve ortam ise olay olay 🙂
Akbük Koyu
Azmak’tan yaklaşık 26 km mesafede olan Akbük Koyu’na geldik. Didim’de de Akbük Koyu var bu yüzden ikisi karıştırılıyor. Burası Muğlaya bağlı Gökova Körfezi’nin incisi Akbük Koyu. Açıkçası gidip görünce anlatıldığı kadar varmış diyorsunuz. Suyu o kadar berrak ki, neredeyse içeceksiniz. Etrafındaki doğa da cabası. Ancak biz gittiğimizde hınca hınç doluydu. Doblosunu alan gelmiş gibiydi. Biz burayı listemize ekleyip önce rotayı tamamlayalım diye yeniden yola koyulduk.
Çökertme Bodrum
Akbük Koyu’ndan Bodrum yönüne doğru yeniden virajlı yokuşlar çıkarken Akbük Koyu’na şöyle tepeden bakacağımız bir seyir alanı bulduk. Güzel güzel fotolarımızı çektikten sonra yaklaşık 34 km daha giderek Çökertme’ye ulaştık.
“çökertme’den çıktım da halil’im aman basım selâmet, bitez de yalısına varmadan halil’im aman koptu kıyamet. arkadaşım ibram çavuş allah’ıma emanet” türküsü ile de bildiğimiz Çökertme Milas’a bağlı tipik bir Ege kasabası. Burada daha sahile doğru hareketlendik. Sahil Akbük’e göre güzel değil ama Akbük’e göre neresi güzel ki zaten 🙂 Ama denizi yine gayet iyi. Burada mekanlar çok daha lüks ve rafine. Bodrum’a yaklaştığınızı mekanlardan ve plajdaki insan profilinden anlıyorsunuz. Zaten iskelelere demirlemiş yatlar daha plaja gelir gelmez dikkatinizi çekiyor. Buna göre mekanların da fiyatları ona göre biraz pahalı oluyor. 3 top dondurmanın olduğu Bitez dondurması için 12 TL ödedik.
Rosemary Restaurant
Çökertme’ye gelip de meşhur Çökertme kebabı yenmeden dönülmez dedik. Bunun için bir arkadaşın tavsiyesi ile Rosemary Restaurant’a geldik. Çökertme kebabı siparişi verip eşyalarımızı masaya bırakıp denizin tadını çıkardık.
Çökertme kebabı et, çıtır patatesler, domates sosu ve sarımsaklı yoğurttan oluşan oldukça lezzetli bir yemek. Sarımsağı baya yoğundu. Aranız iyi değilse baştan söyleyin. Lezzeti iyiydi porsiyonu ise çok aç olsam doyurmazdı. Fiyatı ise 40 TL’den fazla 50’den azdı.
Ottoman Beach Club
Çökertme’de denize girip, Bitez dondurması ve çökertme kebabını gömdükten sonra şu Akbük’ün efsane denizinde yüzme vakti geldi dedik ve yeniden yola koyulduk. Akbük Koyu çok kalabalık olduğu için kenarında gördüğümüz beach clubları denemeye karar verdik. Önce yolda Yavansu Çiftliği diye bir yer gördük. Girdik ama çok beğenmediğimiz için geri çıktık. Sonra Ottoman Beach Club’a gittik. Burası gerçekten de beklediğimden de iyi çıktı.
Akbük Koyu’nun kenarına kurulmuş oldukça güzel bir beach club. Bangır bangır müzik yok. Otopark ücreti yok. İçerisi oldukça keyifli dekore edilmiş. Üstelik ilgili personel de çok düzgün. Biz saat 17’de geldik diye normal giriş ücreti 25 TL iken arkadaş siz geç geldiniz 2 kişi parası almayalım sizden 1 kişi parası verseniz olur dedi. Akşam 7 buçuk 8’a kadar Akbük Koyu’nun tadını doyasıya çıkardık. Burada su ve doğa çok güzel. Benim için tek eksik su biraz sıcak. Biraz daha soğuk su seven biri olarak Çandarlı taraflarının su soğukluğunu daha çok seviyorum. Ama birçok kişi de benim aksime daha sıcak su seviyorlar.
Akbük Yolu’nda Eşsiz Manzaralı Bir Gözlemeci
Akbük Koyu’nda denizin tadını doyasıya çıkardıktan sonra yavaştan dönüş yoluna koyulduk. Daha 5-10 dakika ilerlemeden gelirken gözüme çarpan eşsiz manzaralı bir gözlemeci de durdum. Burası Akbük’e oldukça yakın mevki olarak adını bilmediğim bir yer. 5 masadan oluşan bu ufak gözlemeciye her gelen “Abla ne güzel manzaran var senin” diyor. Abla tabi hem manzaraya hem de bu söyleme alışmış. Yolun karşı tarafında gözlemeleri hazırlıyor. Biz 1 adet fesleğenli kaşarlı patatesli (en çok tercih edilenmiş) 1 adet de köy peynirli gözleme aldık. İkisi de şahane idi. Üstelik porsiyonlar da oldukça büyük. 2 adet dev gözleme 2 ayran 2 çay için abla 28 tutuyor 25 verin yeter dedi.
Ayıcı’nın Yeri
Bu lezzet molasından sonra Seranat’ı Akçapınar’a bıraktım. O gün o kadar geçe kalmasaydık aklımızda akşam yemeği için Yerkesik’teki Ayıcı’nın Yeri’ne gitmek vardı. Burası Muğla Merkez ile Akyaka arasında ikisine de yaklaşık 15 km uzaklıkta yer alıyor. 15-20 masadan oluşan salaş bir etçi burası. Misafirlere ne yersin diye sorulmuyor. Menü standart. Kendinizi mekanın lezzetli ellerine bırakıyorsunuz. Açıkçası bu gezide içimde kalan bir lezzet durağı oldu.
Villa Yonca
Serenat’tan ayrıldıktan sonra eski iş arkadaşım Leyla’yı ziyaret etmek için Akyaka merkezdeki butik otelleri Villa Yonca’ya uğradım. Burası Akyaka merkezde Booking.com’da en yüksek puana sahip otellerinden biri. Burada eski anıları yad ettikten sonra Muğla merkezdeki otelime döndüm. Bu arada son ziyaretimden sonra Akyaka merkezin de baya geliştiğini gördüm. Akyaka her geçen yıl daha çok turist akınına uğruyor. Umarım Akyaka da hoyratça bitirilen turizm merkezlerimizden biri olmaz.
Muğla Merkez’de Nerede Ne Yenir Ne İçilir?
Bu arada yolu Muğla merkeze düşecekler için Muğla merkezde de birçok mekan var. Ancak çevre ilçelerdeki kadar meşhur değiller. Ben ilk gece Kötekli tarafında yer alan Festiva Outlet AVM’de de şubesi olan Alibi Restaurant’da yemek yedim. Burası Muğla’nın ünlü et zincirlerinden biri. Açıkçası efsane bir yer değil ama kötü de diyemem. Burada tanıştığım herkesten duyduğum ortak tavsiye ise “Muğla kebabı yeme” oldu. Yiyip de beğenen yok diye birçok kişiden duyunca ben de tadına bakmadım.
Muğla Gece Hayatı
Muğla bir öğrenci şehri. Öğrenciler olur da bir şehirde gece hayatı olmaz mı? Benim kafam çok kaldırmıyor ama siz ben gece de çıkar eğlenirim derseniz Muğla gece hayatı Kötekli bölgesinde atıyor. Malum üniversite ve öğrenciler burada. Ayrıca Muğla merkezde Leman Kültür de gördüm. Onun olduğu bölgede de çeşitli kafeler mevcut.
Aşağıdaki Yazılar da İlginizi Çekebilir
- Ege’nin Saklı Köyleri: Şirince, Stratonikeia, Doğanbey, Azmak
- Antalya Kaş’ta Nerede Ne Yenir? | Yeme İçme Rehberi
- Antalya Seyahat Rehberi ve Gezi Tüyoları
- Ayvalık & Cunda Gezilecek Yerler | Gezi Rehberi
- İnanılmaz Bir Tatil: Likya Yolu Yürüyüşü
[…] sadece 3 saatlik bir otomobil yolculuğu ile Yunanistan’a gidilebiliyor. İzmir, Ayvalık, Bodrum gibi kıyı bölgelerimizdeki şehir ve beldelerden de Yunan Adaları’na düzenli feribot […]