Geçen bir yerlerde okudum ve bana çok doğru geldi; maalesef İstanbul hastalandı ve son dönemlerde hastalığını bize de geçiriyor. Bu yüzden İstanbul‘dan haftasonlarında kaçmak bana çok iyi geliyor. Siz de benim gibi haftasonunda bir yerlere kaçsam diyorsanız İstanbul’a yakın yerler arasında önerilerimin başında Kazdağları ve civarı geliyor. Evet çok yakın değil ama çok uzak da değil Kazdağları.
Yaklaşık 5 saatlik bir araç yolculuğu sonrasında kendinizi güzelim Kazdağları’nda bulabilirsiniz. Çanakkale ile Balıkesir‘in arasında yer alan Kazdağlarında gezilecek ve görülecek yerler için birkaç haftasonu ayırmanız lazım malum hepsini 2 günde bitirmek zor. Bunların bir kısmını ben de hala bitiremedim. Kendim için çıkardığım bu listeyi sizinle de paylaşıyorum.
instagram hesabımı takip edin –> @cokgezenadam
Kazdağları Gezilecek Yerler Listesi
Kaz Dağları Milli Parkı
1774 metre yükseklikte Kazdağları 3 tepeden oluşmakta. Bunlar Babatepesi, Karataş Tepesi ve adını Sarıkız efsanesinden alan Sarıkız Tepesi. En yüksek tepesi Karataş Tepesi olarak geçiyor. Dünyada en çok endemik bitki barındıran ve oksijen bakımından da ikinci en zengin yer olması nedeniyle Milli Park olarak korunuyor. Bu yüzden dağı ve milli parkı gezmek sadece Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün kılavuzları eşliğinde mümkün.
Mehmetalan Köyü
Kazdağlarının en zengin sularından biri olan Ayı Deresi kenarına kurulu bu köyde vakit geçirmek ve konaklamak mümkün. Ayrıca burada bir yemek molası vermek için güzel tesisler de bulunuyormuş.
Hasan Boğuldu Sütüven Şelalesi
Kazdağları’nın ulaşılabilen en büyük şelale ve göleti. Burası Sebahattin Ali’nin Romanı ile biliniyor. Adını ise acı bir olaydan alıyor. Ayağı sakat Hasan adlı bir genç burada balık tutmaya gidiyor ve maalesef boğuluyor. Sonrasında da buraya Hasan Boğuldu adı veriliyor.
Kızılkeçili Köyü
Köy meydanındaki 850 yıllık anıt çınar tek başına buraya gitmeniz için sebep olabilir. Ayrıca bu meydandaki kahvelerde hoş vakit geçirmek isteyebilirsiniz.
Tahtakuşlar Köyü
Tahtakuşlar Köyü, Tuncel Kurtiz’in vasiyetinde gömülmek istediği köy olarak ünlendi. Ancak burası hala şaman adetlerinin hayatta kaldığı nadir köylerden biri olarak da dikkat çekiyor. Yine Anadolu’daki ilk etnografya galerisine de sahip olması bu köyü özel kılan unsurlardan bir diğeri.
Bir de eşsiz manzarasında yiyeceğiniz gözlemeleri var ki, sormayın gitsin. Bu köyü de ayrıca kaleme aldım ve açıkçası en çok okunan yazılarımdan biri oldu kısa sürede. Detayları bu yazımda okuyabilirsiniz.
Kavurmacılar Köyü
Kazdağları’nın meşhur Sarıkız efsanesinde Sarıkız ve babasının yaşadığı köy burası. Efsaneye göre Sarıkız iftiralara maruz kalı ve babasından kızını öldürmesini isterler. Bunun üzerine Sarıkız ve babası köyü terk etmek zorunda kalır. Sarıkız giderken: “Bizim gibi insanları barındırmadınız. Bundan sonra da burada kimse barınmasın” diye beddua eder. Bugün bile köyde yerleşim tam anlamıyla yok. Bu yüzden köyün yapısı hala 14. yy’dan kalma duruyor.
Çamlıbel Köyü
Ünlü oyuncu Tuncel Kurtiz’in vasiyeti Tahtakuşlar Köyü’nde gömülmek imiş. Ancak oradan izin çıkmayınca ailesi de onu Çamlıbel Köyü mezarlığına defnetmiş. Köy ayrıca butik otelleri, restaurant ve piknik alanları ile de meşhur.
Yeşilyurt Köyü
Yeşilyurt, Kazdağları’nın belki de en popüler köylerinden birisi. Eski bir Rum Köyü olsa da bugün burada İstanbul ve Ankara’dan kaçmış hali vakti yerinde kişiler kalıyor. Tabi köylülerin de evleri de yok değil. Taş evleri ve butik otelleri ile meşhur Yeşilyurt Kazdağları gezinizde konaklama için iyi bir alternatif. Buraya 2 defa gitme fırsatım oldu. Bu iki yazı aşağıdaki linklerden okuyabilirsiniz.
Doyran Köyü
Bu dünyadan biraz uzaklaşmak istiyorum, kartal yuvalarını da severim diyorsanız Doyran Köyü size göre olabilir. Dağın uç noktasında efsane manzarası ve temiz havası ile Kazdağları’nda gezilecek yerler listesinde ayrı bir yere sahip.
Behramkale-Assos
Buraya gitmek için birçok farklı nedeniniz var. Yaz aylarında denize girmek istediğinizde en güzel plajlar bölgedeki kadrga Koyu’nda yer alıyor. Ayrıca Asya kıtasının en batı ucu Babakale’de yine burada. İşte bu noktada zamanın korsanlarına karşı korunmak için Behramkale yapılmış. Ayrıca Babakale bıçak ustaları ile de meşhur. Assos ise sizi Antik Yunan’da bir yolculuğa çıkarmak için bekliyor.
Truva
Antik Yunan’dan bahsetmişken Truva’ya gitmemek olmaz. Meşhur Truva Savaşı’nın yapıldığı bu şehri gezerek o günleir hayal edebilirsiniz.
Pınarbaşı Günübirlik Kullanım Alanları
Pınarbaşı birçok yerde kullanılan bir isim. Bir Kayserili olarak Kayseri’de de meşhur bir Pınarbaşı vardır. Kazdağları’nın da derelerinden birinin adı da Pınarbaşı. Dere boyunca çadırlarda konaklama ve piknik yapmaya olanak veren tesisler bulunuyor.
Şahin Deresi Kanyonu
Kazdağları’nın dünyanın en bol ve temiz ikinci oksijene sahip olan yer olduğunu daha önce ifade etmiştim. Tabi bunu neye göre ölçüyorlar emin değilim. genelde bu enler çoğu zaman doğru çıkmayabiliyor ama gerçek şu ki havası oldukça temiz 🙂 İşte bu dağların temiz havası ile denizdeki iyotlu havayı karıştırıp dağdaki hava ile vakumlayarak pompalayan bir kanyon yapısına sahip Şahin deresi Kanyonu. Sözün özü ciğerlerime tertemiz hava çekeceğim diyorsanız burası çok ideal bir adres.
Mıhlı Çayı- Başdeğirmen
Burası Kazdağları’nda ulaşılabilen 2. büyük gölet alanı. Tabi ulaşılabilen derken yol baya eziyetli. Bir de bulması pek de kolay olmuyor ancak bulduğunuzda sizi karşılayan manzara süper. Çay aynı zamanda Balıkesir ile Çanakkale arasında doğal bir sınır. Bu yüzden çay üstünden canınız istediğinde Balıkesir ya da Çanakkale’ye geçiş yapabiliyorsunuz.
Çay üstündeki Roma döneminden kalma köprü ve onun ilerisindeki değirmenleri de görmenizi tavsiye ederim. Burada yemek yemek için tesisler var ancak bizim gittiğimizde sezon kapanmıştı. Bölgede in cin top oynuyordu. Ama otopark giriş ücreti 20 TL yazıyordu. Tabi kimse olmayınca iz otopark ücreti ödemedik. Ama sanırım yaz dönemi buradaki tesisler pek ucuz olmuyor.
Adatepe Köyü (Zeus Altarı)
Adatepe de Aynı Yeşilyurt gibi bölgenin en popüler köylerinden bir tanesi. Burası da İstanbul ve Ankara’dan göçenlere taş evleri ile huzur veriyor. Ancak artık burada da ev fiyatları uçmuş. Adı köy ama köydeki evlerin fiyatları köy gibi değil. 🙂 Ben alıcı değil sadece bakıcıyım diyorsanız gezmesi, sokaklarında dolaşıp foto çekmesi çok keyifli. Köy meydanında güzel bir kahvaltı da yaparsınız. Burası ile ilgili yazı için de aşağıdaki linke bakabilirsiniz.
Köyün yanıbaşında görülmesi gereken yerlerden biri de tabi ki de eşsiz manzarası ile Zeus Altarı. Köyden yürüyerek gidebileceğiniz bir mesafede. Tabi 15-20 dakika yürümeniz gerekiyor ama manzara buna kesinlikle değiyor.
Kazdağları çevresini ben de çok beğeniyorum. 2015 yazında sizin gözleme yediğiniz yerde semaverle çay içip nefis gözlemenin tadına baktım. Bu yaz ne yazık ki gidemedim. Sahil kısmını bozduk, yakında oraları da bozacağız diye üzülüyorum.
5.6.2017 günü iki aile Koz Dağlarına sizin bilgilendirmeniz ile yola çıkıyoruz. Şimdiden teşekkür ederiz, kaleminize sağlık.
İbrahim Örekli
Umarım çok keyifli bir yolculuk olur
Merhaba Sivrice koyu Ayvacık ta yeni açılan bir butik otelle ilgili araştırma yapıyordum. Bölgeyi yani Çanakkale’yi ne kadar zamanda nasıl bir proğramla gezmeliyiz araştırırken yazılarınızla karşılaştım.Bahsettiğim koyla ilgili herhangi bir yazınıza ulaşamasam da yazdıklarınızla oldukça bilgilendim emeğinize sağlık teşekkür ederim.
Rica ederim. Çok kısa sürede anca o kadar keşfedebildik. Orada daha keşfedilmeyi bekleyen birçok yer var tabi ki de
merhaba,kazdağlarına ilk defa gitmeyi planlıyorum kurban bayramında.Ailemle çadır kurabileceğim yerler varmıdır acaba veya kamp alanı dışında çadır kurma imkanım var mı yardımcı olursanız sevinirim
Merhaba.kurban bayramında ailemle birlikte kaz dağlarına gitmek istiyorduk.Yazınız çok güzel bir rehner oldu. Teşekkürler.
Rica ederim.
Osman Bey biz otel, panaiyon falan düşünmüyoruz çadırımız var kamp alanları var mı yoksa boş bulduğumuz yere kurabilir miyiz 😬
maalesef o konuda bilgim yok
Çadır kamp alanları vardır, bilginize.
çadır alanları hakkında bilgi verir misiniz
Keşke kesifleriniz sadece sizde kalsa kısa zamanda tüketilmiş olmasa güzelim kaz dağları.malum insanoğlu keşfettiği her yeri hoyratça tüketiyor
O zaman tüm seyahat bloglarını kapatmak lazım. Çözüm bence insanımızın güzel yerleri bozmadan medenice gezebilmesini öğrenmesinde