Tatil beldelerinde, özellikle de yurtdışında yabancı dil konuşmak önemli bir marifettir. İşte o zamanlarda okuldaki ingilizce dersini keşke çok daha iyi dinleseydim dersiniz içinizden. İngilizce düşünmeye çalışır ama kafanızdaki Türkçeleri İngilizce’ye çevirmeye çalışırsınız. Özellikle de deyimlere girerseniz daha derin sulara giremeden boğulursunuz.
Örneğin, ”Bundan İyisi Şam’da Kayısı” demek için ”Better Than This, Apricot in Damascus” dersek komik olur ve yıllarca oluşturmaya çalıştığınız tüm karizma biter. İşte bu yüzden sizin için doğru ve yanlış örnekleri paylaşıyorum. Umarım tatilde işinize yarar 🙂
Türkçe Deyişlerin/Deyimlerin İngilizce Karşılıkları
One who laughs last,laughs best: Son gülen iyi güler
Two heads are better than one: Akıl akıldan üstündür.
You can not teach an old dog new tricks: Ağaç yaş iken eğilir
It is never too late to mend: Zararın neresinden dönersen kardır.
Once thief, always a thief: Alışmış kudurmuştan beterdir.
Out of sight out of mind: Gözden uzak gönülden uzak olur.
Set a thief to catch a thief: Çivi çiviyi söker
A rolling stone gathers no moss: İşleyen demir ışıldar
Time is money: Vakit nakittir.
Walls have ears: Yerin kulağı vardır.
Türkçe’den İngilizce’ye Direkt Çeviri Örnekleri:
In every job there is a no: Her işte bir hayır vardır
Chicken translation: Piliç çevirme
Sensitive meat ball: İçli köfte
Leave the door december: Kapıyı aralık bırak
Man doesn’t become from you: Senden adam olmaz
Come with the ball: Topla gel
Enter the desk: Sıraya gir
Master! Do something burning-turning in the middle: Şefim! Ortaya yanardöner bir şey yapsana
What are you doing morning morning?: Sabah sabah ne yapıyorsun?
There was one, there wasn’t one: Bir varmış, bir yokmuş
Speaking English like waters and floods: Sular seller gibi İngilizce konuşmak