MSC Fantasia (Gün 1) Cenova Gezi Notları

1451 yılında dünyaya gelen Cenovalı bir denizci, 1492 yılında Atlantik Okyanusu’nu aşarak Kuzey Amerika’ya ulaşır. Her ne kadar buranın Hindistan olduğunu sansa da Kristof Kolomb dünyada Kuzey Amerika’yı keşfeden denizci olarak literatüre geçer. Kristof Kolomb’un memleketi Cenova’dan geçtiğimiz hafta biz de MSC Fantasia gemisiyle denizlere açıldık. MSC’nin en büyük emilerinden Fantasia ile dört günde dört şehirde yeni yerler keşfettik. Üstelik Yacht Club ayrıcalığı ile.

Aslında her şey Atatürk Havalimanı’nda başladı. Pazar günü Türk Hava Yolları’nın İstanbul- Cenova uçuşu ile öğlen 13.00 sularında Kristof Kolomb’un memleketi Cenova’ya ulaştık. Gemimiz saat 17’de Cenova Limanı’ndan denize açılacağı için şehri gezecek çok fazla vaktimiz olmadı. Ancak böyle bir tura çıkmak isteyenler için Cenova’ya bir gün önceden gelmekte fayda var.

İtalya’nın en büyük altıncı şehri Cenova’nın merkezinde Garibaldi Caddesi, Ferrari Meydanı, Venedik ve Cenova Dükalığı Sarayı ve Carlo Felice Tiyatrosu ilk solukta gezebileceğiniz cazibe merkezleri. Avrupa’nın en büyük akvaryumlarından biri olan Cenova akvaryumu da görülmesi gereken yerler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Tabii Cenova’ya gelince görmeden dönülmemesi gereken yerlerin başında ise İtalyan jet sosyetesinin de uğrak duraklarından biri olan Portofino yer alıyor.

Biz tüm bu gezileri bir sonraki sefere öteleyip limanda bizi bekleyen gemimize yerleştik. MSC Fantasia, MSC Cruises şirketinin en büyük iki cruise gemisinden biri. Fantasia, 333 metre uzunluğunda, 38 metre genişliğinde ve 60 metre yüksekliğinde yaklaşık 4 bin yolcu kapasitesine sahip dev bir gemi. Gemide yaklaşık 1300 de personel bulunuyor. Geminin içinde bir spa merkezi, beş restoran, bir kumarhane, bir disko ve mağazalar gibi birçok tesis bulunuyor. Gemide kendinizi büyük bir oteldeymiş gibi hissediyorsunuz. Gemide olduğunuzu pencerelerden manzaraya baktığınızda ya da yatağınıza uzandığınızda hatırlıyorsunuz. Zira gemide yataktayken beşikte geçirdiğiniz günleri hatırlıyorsunuz.

MSC Cruises’un 11 gemisi arasında sadece Fantasia ve Splendida’da MSC Yacht Club adı altında özel VIP hizmetler özel VIP bir alanda müşterilerine sunuluyor. Yani gemide bir çeşit business class hizmet alıyorsunuz. Geminin 15 ila 18’inci katları arasındaki bu özel alana sadece Yacht Club üyeleri kartlarıyla girebiliyor. Buraya girerken kendinizi James Bond filmlerindeki ajanlar gibi hissediyorsunuz. 15. katta kapılar açıldığında bir anda kendinizi farklı bir gemiye binmiş gibi hissediyorsunuz. Bu katta bulunan özel eğitimli hizmetliler 24 saat boyunca her türlü hizmetinizi yapmak için bekliyorlar. Uluslararası Butler Akademisi’nden eğitim almış bu hizmetliler isteğinize göre bavullarınızı yerleştiriyor. Kıyafetlerinizin ve ayakkabılarınızın bakımıyla ilgileniyor. Tercih ettiğiniz gazeteleri size temin ediyor. Daha aklınıza gelebilecek birçok hizmet için hazır bekleyen bu hizmetlilere çok da alışmamakta fayda var. Zira eve döndüğünüzde aynı hizmeti bulamayınca boşluğa düşebilirsiniz.  

Şimdilik MSC Cruises’un Türkiye’ye de uğrayan gemisi Magnifica’da böyle bir hizmet yok. Ancak mayıs sonunda şirketin filosuna katılacak en büyük gemisi Divina, Magnifica’nın yerini alacak. Bu gemide de bu Yacht Club hizmeti olacak. Özellikle yeni evli çiftler ve kalabalıktan hoşlanmayan kişiler için bu tür bir paket tercih edilebilir. Ancak fiyatların da ona göre farklı olduğu bir gerçek. Fiyatlar kabinine ve sezonuna göre değişse de böyle bir gemide bir haftalık tatil 600 euro seviyelerinden başlayıp balkonlu kabinlerde bin euroyu geçiyor. Yacht Club’da ise 2 bin euro seviyelerinden başlıyor. Özellikle bu tür bir gemide seyahat edecekseniz kesinlikle balkonlu odanın çok önemli bir unsur olduğu göz ardı edilmemeli. Cruise gemisinde balkonlu oda, boğaz manzaralı bir ev gibi bir özelliğe sahip gemi içerisinde. (Bu seyahatin 2. günü olan Napoli ve Sorento izlenimlerini bu linkten okuyabilirsiniz)