4 Günde Yunan Adaları Gezi Rehberi (Rodos-Girit-Santorini-Mikonos)

Tatil dönemleri başladığında Yunan Adaları Türkiye‘den turist akınına uğruyor. Yunan Adaları’nın güzelliğinden midir, yoksa eskiden bizimdi diye kan mı çekiyor bilemem ama artan Euro bile Yunan Adaları’na olan ilgiyi azaltmaya yetmiyor. Yunan Adaları denince şu vakitlerde daha çok Thasos, Kos, Midilli, Sakız, Samos adaları geliyor. Ben size Yunanistan‘ın daha büyük adaları olan Girit, Rodos, Santorini ve Mikonos’u anlatacağım.

Rodos, Girit, Santorini ve Mikonos farklı özellikleri ile Türk turistlerin ilgisini çekebilir. Her birine birer gün ayırarak hangi adanın size daha uygun olduğunu keşfedebilirsiniz. Ancak pasaportunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne giriş damgası olanlar için Shengen vizesi olsa bile Yunan Adaları’na girişte sıkıntı yaşanabileceği göz ardı edilmemeli.

instagram hesabımı takip edin –> @cokgezenadam

Yunan Adaları: Rodos

Efsaneye göre Tanrılar dünyayı kendi aralarında paylaşırken Güneş Tanrısı Helios, denizden yükselen bir adayı fark eder. Bu adadan çok etkilenen Helios, Zeus’a gider. Ondan bu adayı ister. Zeus da onun bu isteğini geri çevirmez ve ada Helios’un olur.

Helios’u bu denli etkileyen Rodos Adası, günümüzde de cazibesinden bir şey kaybetmiş değil. Ada hem tarihi hem de güzel kumsalları ile turistleri büyülemeye devam ediyor.

Rodos’ta Gezilecek ve Görülecek Yerler

Rodos senede ortalama 300 gün güneş görmesinin yanında, bir Orta Çağ şehrine sahip olması nedeniyle oldukça popüler bir tatil merkezi konumunda. Adanın Tapınak Şövalyeleri tarafından inşa edilen kalesi ve Orta Çağ’dan bugüne kalmayı başarmış mahallesi Unesco’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Yüksek surlarla çevrili olan Eski Şehir’de sokaklar mozaik gibi küçük taşlarla kaplı.

Şehrin doğu ucundaki Şövalyeler Mahallesi eski şehrin merkezi. Zamanında şövalyelerin hastane olarak kullandıkları bina, günümüzde Arkeoloji Müzesi olarak kullanılıyor. Eski Kent’teki Şövalyeler Sokağı ve Sokratous Sokağı turistlerin en çok rağbet ettiği yerler arasında başı çekiyorlar.

Lindos

Öte yandan Rodos’a gelip de Lindos’u görmeden dönmek olmaz. Rodos’un 55 km güneyinde olan bu liman kasabası adanın en fotojenik yerlerinden biri. Lindos’ta Akropolis’e yorucu da olsa çıkmak gerekiyor.

Zira Akropolis’in o eşsiz manzarası size tüm yorgunluğunuzu unutturuyor. Üstelik bu yolu yaya olarak çıkmaya üşeniyorsanız, bunu eşek sırtında yapmanız da mümkün.

Akropolis’ten aşağı inmeden tepede manzara eşliğinde bir öğle yemeği yiyebilirsiniz. Ya da en azından koyun dar sokaklarında bir kahve eşliğinde manzaranın tadını çıkarılabilir.

Öte yandan Lindos’a gelip de burada plajın tadını çıkarmadan dönmek olmaz. Zira koy o kadar temiz ki, neredeyse Akropolis’ten denizin kumları sayılabiliyor.

Yunan Adaları: Girit

Yunan Adaları’nın en büyüğü ve en girintili çıkıntılı olanı Girit, aynı zamanda Minoan Uygarlığına ev sahipliği yapmıştır. Üstelik Mitolojide de Zeus’un yaşadığı yer olarak geçer. Girit konumu dolayısıyla yıllarca birçok devletin ilgi odağı olmuştur.

Girit’te Gezilecek ve Görülecek Yerler

Girit’te gezilecek yerlerin başında Knossos Sarayı yer alır. Sör Athur Evan’ın Knossos’taki kazılar sonrasında ulaştığı bulgular M.Ö. 4000 yılında Girit’te Minoan adında çok büyük bir krallığın bulunduğunu gösteriyor.

Girit’teki bu tarihi gezinizin ardından yol üstündeki geleneksel Girit köylerinden birine uğrayabilirsiniz. Örneğin bu köylerden olan Karouzanos’ta buraya özel yerel tatlardan peynirli, baharatlı tart ve çörekleri tadabilirsiniz.

Spinalonga ve Elounda

Girit’te bir başka alternatif ise Spinalonga ve Elounda olabilir. Girit Adası’na çok yakın olan Spinalonga adası Agios Nicolaos’tan tekneyle yaklaşık 1 saat uzaklıkta yer alıyor.

Yıllarca Venedikliler’in, konumu nedeniyle çok sıkı bir şekilde koruduğu ada sonrasında Osmanlı yönetimine geçse de son olarak Yunan Yönetiminde cüzamlı hastaların izole olarak yaşamaların için 1957 yılına kadar kullanılmıştır.

Şimdi ise kimsenin yaşamadığı tarihi bir ada konumundadır.

Buradan da dünya jet sosyetesinin gözde otellerinin bulunduğu Elounda’ya geçebilirsiniz. Ancak bu otellerin Elounda merkezden biraz uzakta olduğunu belirtmekte fayda var.

Bu Spinalonga, Elounda turuna çıkarken seyahatin büyük bir bölümünün teknede geçtiğini göz önünde bulundurarak bu seyahate hazırlanmanızda fayda var.

Yunan Adaları: Santorini

Santorini adını, 13. yüzyılda adaya hakim olan Venediklilerin koruyucu azizeleri St. İrene’den alır. M.Ö. 1400’lü yıllarda yaşanan volkanik patlamalar, depremler ve tsunamiler adanın şu anki şeklini almasına neden olmuştur. Santorini, şimdiye kadar sahip olduğunuz manzara kavramını baştan aşağıya değiştirecek derecede eşsiz manzara ziyafeti sunan bir ada.

Santorini’de Görülmesi Gereken Yerler

Adanın kuzey bölgesinde bulunan ve kayalıklar üstüne kurulu Oia Köyü, arnavut kaldırımlı dar sokakları, ufak beyaz Yunan evleri ve eşsiz manzarası ile aklınızı başınızdan alıyor.

Öte yandan çok fazla turistik olduğu için dar sokaklarında turist yoğunluğundan dolayı yürümenin bazı zamanlar çok zorlaşması buraya dair söylenebilecek tek negatif yorum olabilir.

Oia Köyü ziyaretinden sonra şehrin merkezi Fira Köyü ziyaret edilebilir. Yine kayalık bir tepe üzerine kurulan bu köy, klasik beyaz evleri ve eşsiz manzarası ile akıllara zarar.

Santorini’de gün batımını eşiniz ya da sevgiliniz ile buradaki kafelerden birinde frappe içerek karşılayabilirsiniz. Ancak bu manzaradan sonra boğaz manzarası eskisi kadar keyif vermeyebilir. Eğer adaya bir gemi ile geldiyseniz, bu köye çıkmak için ya teleferik kullanmanız gerekiyor.

Ya da 586 basamaklı yoldan yaya ya da eşek aracılığı ile çıkabilirsiniz. Teleferiğin kalktığı liman bölgesinde yer alan salaş balıkçılar hem fiyat hem de lezzet olarak oldukça uygunlar.

Santorini Plajları

Santorini’de yüzmek isterseniz ise Fira’dan volkanik siyah kum plajların olduğu sahillerde yüzebilirsiniz. Ya da bir bot eşliğinde Thirassia adasının kristal güzelliğinde denizinde yüzülebilir. Buraya doğru yol alırken Nea Kameni (Yeni Yanmış Lav Adacığı) ve Palea Kameni’den (Eski Yanmış Lav Adacığı) geçebilirsiniz. Palea Kameni’de yarım saat mola verip sülfürlü ve özel çamurlu termal sularda yüzülebilir.

Yunan Adaları: Mikonos

Yunanistan’ın eğlence adası olarak bilinen Mikonos’un ilk kez keşfedilmesi aslında arkeoloji sayesinde olmuştur. 1950’li yıllarda adanın yakınlarında bulunan Delos adasının arkeolojik yapısını incelemek için gelen turistler, bu geziler sonrasında Mikonos’u keşfettiler. Mikonos’tan bir bot aracılığı ile ulaşılan küçük ada Delos, tarihte Kikladların merkezi olmuş. Yunan Mitolojisi’nde Apollo ve Athena’nın adası olarak kabul edilen Delos’ta Apollo Tapınağı, Athena Mabedi, Eski Kent, Antik Tiyatro ve arkeolojik müze görülmeye değer eserler arasında yer alıyor.

Mikonos şehir merkezi de yine dar sokakları ve beyaz evleri ile oldukça keyifli bir mimari ziyafeti sunuyor. Şehir merkezinde sokaklar, zamanında korsan baskınları ve rüzgarlardan korunmak için labirente benzer bir mimaride dizayn edilmiş.

Burada evler ile mağazalar, kafeler ve iş yerlerini mimari olarak birbirlerinden ayırt etmek oldukça zor. Tüm binalar aynı mimari ve aynı renkteler.

Mikonos Plajları

Gün içerisinde Mikonos plajlarını keşfetmek isterseniz, şehir merkezinden adanın güneyinde yer alan plajlara gidebilirsiniz.

Elia, Paradise Beach gibi birçok plaj denizlerin berraklığı ile turistleri cezbediyor. Saat 16’ya kadar normal bir plaj olarak devam eden bu plajlarda ilerleyen saatlerde plaj partileri başlayarak plajdaki turistleri akşam eğlencesi için hazırlıyor.

Mikonos Gece Hayatı

Akşam ise cumartesi pazar günleri Paradise Beach bölgesindeki büyük eğlence mekanları sabaha kadar eğlence vaat ediyor. Diğer günler ise şehir merkezinde yer alan birçok eğlence mekanı sizin için bir alternatif olabilir.

Yunan Adaları Ulaşım 

Yunan adaları gezmenin en kolay yolu benim de yaptığım gibi cruise turu olabilir. Her gün bir limanda durup akşamları gemide vakit geçirebilirsiniz. Sadece Mikonos’ta gecesi de meşhur olduğu için gemiler geç saate kadar limanda duruyor.

Gemi turlarını sevmeyenler için ise en pratik yol uçak. Yunan Adaları arasında özellikle Mikanos’a yaz aylarında Türkiye’den direk uçuşlar bulmak kolay. Atlasjet’in Mikonos’a İstanbul’dan seferleri var. Hatta Borajet Mikonos’a Bodrum’dan da seferler düzenliyor. Girit ve Santorini için ise uçakla ulaşmak için İstanbul’dan Atina ya da Selanik aktarmalı uçuşları denemeniz gerekiyor.