Çay Hikayesi: Uzun Saçlının Yeri ve Efsane Çayının Sırrı

Çay konusunda çok şey bildiğinizi iddia edebilirsiniz. Ancak emin olun Uzun Saçlı’nın Yeri’nde çay içmeden çaya dair her şeyi yaşadım diyemezsiniz. Ordu seyahatim öncesinde gidilecek yerler listesini çıkartırken, herkes bana farklı farklı yerler öneriyordu. Bu öneriler arasında en popüleri ise Uzun Saçlının Yeri’nde çay içmekti. Ben de merak ettim ve gittim Uzun Saçlının Yeri’ne.

Uzun Saçlı, Karadeniz’de bir efsane. Ancak ondan çay içmek her babayiğide nasip olmuyor. Gitmeden açıkçası beni de uyardılar: “Uzun Saçlı aksidir. Canı istemezse çay vermez”. Biz de bu kadar öve öve yere sığdırılamayan uzun saçlıyı merak ettik ve Uzun Saçlı’nın yolunu tuttuk.

instagram hesabımı takip edin –> @cokgezenadam

Uzun Saçlıya Nasıl Gidilir?

Uzun Saçlının Yeri Ordu’nun Perşembe ilçesinde Bolaman’a giden virajlarda Medreseönü mevkiinde yer alıyor. Fatsa’dan Ordu’ya giderken otobandan tünel yolunu değil, eski Perşembe yolunu takip etmeniz gerekiyor. Buradan yaklaşık 5 dklık bir araba yolculuğu sonrası kendinizi Uzun Saçlı’nın Yeri’nde buluyorsunuz.

Uzun Saçlı’nın Yeri yol kenarında ama deniz manzaralı eski usül bir çaycı. Masa örtüleri bile eski kahve tarzı. Uzun Saçlı adından da anlaşıldığı üzere oldukça uzun saçlı bir çaycı. Kendisi 1968 yılında Ankara’dan gelip dede ocağı olan çaycıyı işletmeye başlamış. O zamanlar sıradan bir çaycı olan bu işletme onun dokunuşları ve tarzı ile zamanla bir efsane oluvermiş.

Çok İlginç Bir Çay Deneyimi

Uzun Saçlı’nın mekanına geldiğimizde boş bir masa bulup oturduk. Bir süre boyunca kimse bizimle ilgilenmedi. Kuzenimin eşi, çay istemek için Uzun Saçlı ile göz göze geldiğinde de ondan “Bekle” yanıtını alabildi. Açıkçası başka bir çaycıda bu kadar beklemeye mekanı terk edersiniz. Ancak biz Uzun Saçlı’nın efsaneleşen çayını içmeye kararlıydık. Derken 5 dakika sonra Uzun Saçlı yanımıza geldi. “Size ikişer çay yazdım. 7-8 dakika sonra hazır olur” dedi ve yan masaya geçti. Onlara da ikişer çay yazdı ve son masa olduklarını, onlardan sonra kimseyi almayacağını seslice duyurdu. Nitekim de biz çaylarımızı beklerken gelen birkaç müşteriyi de çayım yok deyip geri çevirdi. Ama sonra gelen bazı grupları ise burada üşümeyin geç oldu deyip içeri aldığı da oldu. Yani gerçekten de gelen kişilere içi ısınmazsa çay vermiyor Uzun Saçlı 🙂

Bekleme esnasında dikkat çekici bir diğer konuda mekanın sessizliği idi. İnsanlar Uzun Saçlı’dan çekindiği için çok gürültü yapmıyordu sanki. Herkesin amacı aynı idi, kovulmadan o çaydan içebilmek. Malum kafası atarsa çay vermeyebilirdi. Uzun bir beklemeden sonra çaylarımız geldi. İlk çaylarımız bittikten sonra Uzun Saçlı, bir elinde demlik, diğer elinde cezve ikinci bardaklarımızı doldurdu. Çayların tadı açıkçası beklemeye değecek kadar iyiydi.

Çayları içtikten önce borcumuzu sorduk. 6 bardak için 20 TL ödedik. Bu rakam açıkçası ilk bakışta çok yüksek gibi gelse de işin sırrını öğrendikten sonra normal geliyor. Borcumuzu ödedikten sonra Uzun Saçlı’dan fotoğraf çekinmek için izin isteme cesaretini topladık. Malum artık çayını içmiştik ve bizi kovsa da sorun değildi 🙂 O demin korktuğumuz aksi duran adam bu talebimize oldukça sıcak yaklaştı. Üstelik fotoğraf için bağlı saçlarını açtı, omzunun bir yanından sarkıttı. Sonra da fotoğrafta flaş patlayınca tabela parlamasın diye tabelasının ışıklarını söndürdü. Nerede durmamız gerektiğine kadar da bizi yönlendirdi.

Uzun Saçlının Sırrı Ne?

Uzun saçlı ile fotoğraf çekiminden sonra bu kadar güzel bir çayı hangi çayla yaptığını sorunca cevabı: “Osmancım ben insandan bile çay yaparım. Benim sanatım bu. Ben sanatçıyım bu işi zevk için yapıyorum” oldu. Sonra da bu işin sırrını anlattı. Uzun Saçlı çayını gidip kendisi fabrikadan özel olarak alıyor. Üstüne evde yeniden bir elemeden geçiriyor. Kişiye ve masaya özel çay demliyor. O yüzden her çay çok taze oluyor. Meşe odunu ve fındık kabukları ile çayı demliyor. Fındık kabuğu bölgede önemli de bir ısınma aracı. Fındık kabuğunda kömürden çok daha fazla kalori olduğu söyleniyor. Ayrıca uzun saçlının demliği ve bardakları da özel. Uzun Saçlı bardakları deterjan değmeden külle yıkıyor. Uzun Saçlı sırrını açıkladıktan sonra da, “Bu emek işi. Kimse benim kadar bunla böyle uğraşmaz” diyor. Dediklerinde maalesef haklı. Nitekim çaycısında da bir tek kendisi çalışıyor. Siparişi de o alıyor, çayı da o yapıyor, ikramı da o yapıyor. Çayın son sanatçılarından Uzun Saçlı da bu dünyadan göç etmeden gelin siz bu ustanın çayının tadına bakın. Tabi verirse:)

Not: Uzun Saçlı’dan çay içmiş değerli bir okurum: “Hakikaten orada çay içmeden çayın farkını anlayamazsınız. Yıllar önce giderdik çay içmeye. 1995’de sordum neden farklı diye. “Su kaynaktan, kazan bakırdan, çay üç elekten geçerek demlenir, ateş fındık kabuğundan, bardaklar fındık külü ile yıkanır, deterjan kullanılmaz, valide olsan sıranı bekleyeceksin, ikinci bardak içmek için tekrar sıranı bekleyeceksin…” dedi”