Son dönemlerin en gözde seyahat trendlerinden biri de Dark turizm. Daha önce felaketlerin, ya da ürkütücü olayların yaşandığı yerlere yapılan seyahatlere Dark yani karanlık turizm deniyor. Nazilerin Yahudilere işkence yaptıkları Polonya’daki Auschwitz Toplama Kampı, ya da Japonya‘da Amerika‘nın nükleer bomba attığı Hiroşima gibi yerler bu konseptte ilk aklıma gelenler. Geçtiğimiz günlerde Sinop’ta böyle bir yer karşıma çıktı ve tüylerini diken diken ettirdi: Tarihi Sinop Cezaevi Müzesi. Nam-ı değer Anadolu’nun Alkatraz’ı.
instagram hesabımı takip edin –> @cokgezenadam
En Mutlu Şehrin En Mutsuz Yapısı
Açıkçası acılarla dolu bu müzenin Türkiye’nin en mutlu şehri Sinop’ta karşımıza çıkması da ayrıca ilginç. Ancak şunu söylemeliyim ki, sadece bu acı dolu müzeyi ziyaret etmek için bile Sinop’a gidilebilir.
Burası için Anadolu’nun Alkatraz’ı olarak yıllar içinde nam salmış. Eskiden bir tersane imiş. Kırım Savaşı sonrasında tersane kapatılınca 20 yıl boş kalıyor. Sonrasında ise cezaevine dönüştürülüyor. 3 tarafı deniz ve surlarla çevrili bu hapishaneden kaçmak çok zormuş. Şimdiye kadar 2 kişi kanalizyondan kaçmayı denemiş. Biri ölmüş.
Üç tarafı denizle çevrili bu hapishanenin nemini siz düşünün. Nemden kibritin bile yanmadığı, mahkumların çürümek ya da cezalarını tamamlayamadan ölmekle karşı karşıya kaldıkları bir yermiş burası. Türkiye’nin en mutlu şehrinde ibretlik bir mutsuzluk müzesi sanki burası.
Müze 3 bölümden oluşuyor. Sabahattin Ali’nin koğuşu 3. bölümde yer alıyor.
Sinop Cezaevi ve Evliya Çelebi
Aslında Sinop’un tarihi cezaevinin tamamı olmasa da 1500’lü yıllarda kaledeki burçların zindan olarak kullanıldığı biliniyor. Bu dönemde birçok ayaklanmalar söz konusu oluyormuş ve Mehmet ve İbrahim adlı 2 yağmacının bu zindanlarda yattığı biliniyor. O zamandan Sinop korku salmaya başlamış suçlulara.
Evliya Çelebi 1640 yılında Sinop ziyareti sonrasında Sinop zindanlarına dair yazdığı notlarında şöyle diyor: “Dev gibi gardiyanlar kolları demir parmaklıklara bağlı ve her birinin bıyığından 10 adam asılır nice azılı mahkumlar vardır. Burçları da gardiyanlar ejderha gibi dolaşır. Tanrı korusun değil mahkum kaçırtmak değil kuş bile uçurtmazlar”.
Evliya Çelebi’nin yazdıklarının yazdıklarının gerçeklik payını görmek için 20. yy’da zindanda yatan azılı suçlulara da bakmak lazım.
Arnavut Halil Bey: 15 yıl hapis cezası ile gelip hapishanede 8 kişiyi daha öldürerek cezasını 115 seneye çıkartmış.
İzmirli Nazif: 130 seneye mahkum edilmiş
Elbasanlı Ramazan: 200 seneyi aşkın mahkumiyeti varmış
Kurt Haydar: 150 yılı aşan mahkumiyetle gelmiş.
Ayrıca sadece bıçağını denek için bile adam öldüren katillere ev sahipliği yapmış burası.
Tarihi Sinop Cezaevi Hakkında
Sinop Cezaevi ve 1. Dünya Savaşı
I. Dünya Savaşı sırasında Sinop Cezaevi’nde yatan acımasız katillerden huduttan düşman toprağına girerek düşmanla çete harbi yapacak bir birlik teşkil edilir ve acımasız bir subay olan Yakup Cemil’in emrine verilirler.
Sinop Cezaevi’nde Yatan Ünlüler
19. ve 20. yy’da Anadolu’da Bodrum’dan sonra en önemli tecrit noktası imiş Sinop. Nitekim 1913 yılında Mehmet Şevket Paşa’nın öldürülmesi ile 200’e yakın muhalif (İttihat ve Terakki karşıtı) buraya cezaya gönderilmiş.
1997 yılına kadar Karadeniz’in deli dalgalarına göğüs geren bu cezaevi toplumdan tecrit edilmek istenen şair, yazar, sanatçı ve politikacılara ev sahipliği yapmış. Bunlar arasında en ünlüsü Sabahattin Ali. Kendisi neyse ki şanslıymış. 1932 yılında girdiği Sinop Cezaevi’nden Cumhuriyet’in 10. yılı nedeniyle gelen afta faydalanıp çıkmış. Ancak burada geçirdiği bir yıl bile ona birçok eser yazdırtacak kadar derin acılar çektirmiş. Kuyucaklı Yusuf romanı, Aldırma Gönül Aldırma ve daha niceleri. Burada yazdığı eserler şimdilerde hapishanenin duvarlarını süslüyor.
Burada seneleri giden ünlüler tabi ki de Sabahattin Ali ile sınırlı değil. Kerim Korcan, Osman Deniz, Refik Halit Karay, Mustafa Suphi, Ahmet Bedevi Kuran, Refi Cevat, Burhan Felek, Hüseyin Hilmi, Osman Cemal Kaygılı, Zekeriya Sertel diğer kaydı tutulan ünlüler.
Sinop Cezaevi ve Hüseyin Pehlivan’ın Hikayesi
Burada yaşanan hikayeler anlatmakla bitmiyor. Bunlardan biri de Kafkas göçmeni bir ailenin 3. çocuğu olarak 1933’de Gerze’nin Yayıl Köyü‘nde doğan Hüseyin Pehlivan‘ınki. Daha 21 yaşında kan davası belasından cezevine düşen Hüseyin, düzgün bir insanolmak için burada okur, yazar ve kendini geliştirir. 1969 yılında çıkan afla cezaevinden çıkar. Hatta sonrasında da Sinop’taki Amerikan radarında iş bulur. Bu o dönem o kadar yankı uyandırır ki, birçok medya kuruluşu onunla röportaj yapıp haberlerini yayınlar.
Sinop Cezaevi Dut (Teselli) Ağacı Hikayesi
Hatta cezaevinin dış avlusundaki dut ağacını da zamanında o ekmiş oraya. O ağacın da hikayesi oldukça duygu dolu.
Sinop Cezaevi’nde Çekilen Film ve Diziler
Tarihi cezaevi birçok fil ve diziye de ev sahipliği yapmış.
Filmler
- Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz
- Pardon
- Bizim Hikaye
Diziler
- Köpek
- Parmaklıklar Ardında
- Esir Şehrin Gözyaşları
- Tatar Ramazan
Tarihi Sinop Cezaevi’ne Nasıl Gidilir?
Açıkçası şehir merkezinden buraya minibüsler varmış. Ben ise İnceburun’dan yaklaşık 22 km’lik bir araba yolculuğu sonrasında ulaştım.
Adres: Kaleyazısı, Cumhuriyet Cad., 57000 Sinop Merkez/Sinop
Telefon: (0368) 261 67 67
Tarihi Sinop Cezaevi Çalışma Saatleri ve Ücreti
Saat 8:00 ile 17:00 arası ziyarete açık ancak 16:40’dan sonra ziyaretçi kabul etmiyorlar. Ziyaret ücreti 5 TL, Müze Kartınız varsa ücretsiz.
Sinop iline bağlı boyabat ilçesi ve o ilçeye bağlı emiroğlu köyü ve o köye bağlı bıçakçılı mahallesi köylerin en güzelidir bir tarafı meşe ormanı bir tarafı çam ormanı yayla havası karşısı baraj manzarası çok güzel köydür bıçakçılı köyü yolunuz boyabat ilçesine düşerse görmenizi tavsiye ederim.
Çok teşekkürler. Umarım oralara da bir gün yolum düşer
teşekkürler
Kaçarım.
VALA GÜZEL ZATEN BUGÜN GİDECEZ MK LAR
O insanlar la yatmak isterdim şimdi ki iki kopuk ile yatmakdansa yatdim da ne ne öğrendim