Havaların güzelleşmesi ile Türkiye‘de haftasonu gezilecek yerler arayışı da hız kazanır. Önceden alınmış bir uçak biletiniz yoksa araba ile gidilebilecek İstanbul‘a yakın yerler aramaya başlanır hemen. Bu konuda liste kabarık biliyorum. Bu listenin en başlarında da Bursa geliyor. Özellikle Osman Gazi Köprüsü’nün açılması ile İstanbul Bursa arası eskisinden çok daha yakın oldu. Ayrıca açılan köprü Bursa’ya olan feribot fiyatlarını da aşağı çekti. Hal böyle olunca da Bursa’da gezilecek ve görülecek yerler çok daha cazip bir haftasonu tatili seçeneği haline geldi. Bursa bu anlamda oldukça zengin bir şehir. Bursa’nın Gölyazı Köyü ilk fırsatta gidilip görülmesi gereken Türkiye’nin, belki de dünyanın en güzel sit alanlarından biri.
Bursa’nın Nilüfer ilçesinde yer alan Gölyazı Köyü ilginç doğal yapısı ile Karadağ’ın meşhur Sveti Steffan Köyü’nü andırıyor. Efsanelere konu olan Apollonia’nın merkezi olarak bilinen Ulubat Gölü kenarındaki bu küçük yarımada 250 yıllık Rum Evleri, 700 yılı aşkın Ağlayan Çınarı, eşsiz coğrafi yapısı ve kuş cenneti olma özelliği ile Gölyazı, haftasonu yeni yer keşfetmek isteyenler için biçilmiş kaftan.
instagram hesabımı takip edin –> @cokgezenadam
Gölyazı Köyü Efsanesi
Efsaneye göre yıllar önce Odryes Çayı Bandırma’dan denize dökülürmüş. Bu çayın bulunduğu yerde Melde Krallığı, bugünkü Ulubat Gölü’nün bulunduğu yerde Apollonia Krallığı varmış. Melde Kralı bir gün Apollonia Kralı‘nın kızını oğluna ister. Ancak Apollonia Kralı’nın kızı bu evliliğe razı değildir. Apollonia Kralı da kızını korumak için bir tepe üzerine saray yaptırır ve kızını buraya saklar. Bu duruma çok kızan Melde Kralı intikam ateşi ile yanıp tutuşur. Odryes Çayı’nın yolunu değiştirerek tüm Apollonia’nın sular altın kalmasına neden olur. Prensesin kaldığı saray da sularla çevrili bir ada olarak kalır. Efsaneye göre bugünkü Ulubat Gölü böyle oluşur.
İnsan buraya gelince Türkiye’de böyle yerler de mi varmış diye kendine sormadan edemiyor. Zaten Gölyazı’nın tamamı bugün birince derece sit alanı. 2006 yılından beri de Tarihi Kentler Birliği’ne üye. Eğer bir fotoğraf tutkunu iseniz burası tam da size göre bir yer.
Gölyazı Köyü Hakkında
Eski adı ile Apolyont, bugünkü adı ile Gölyazı aslında efsanede anlatılan bir ada (Halilbey Adası) ve ona ufak şirin bir taş köprü ile bağlanan bir yarımadadan oluşuyor. Drone (insansız hava aracı) ile köyü yukarından çekme imkanınız olursa burayı neden Sveti Steffan’a benzettiğimi daha iyi anlarsınız.
Burası aynı zamanda kuşlar için önemli bir adres. Yavrulama döneminde Manyas Gölü’nde konaklayan göçmen kuşlar, balık bolluğu nedeniyle beslenmek için Ulubat Gölü’ne geliyor. Bu açıdan burası da bir göçmen kuş cenneti. Köyde her yıl Leylek Şenlikleri yapılıyor. Bizim gezimiz esnasında da köyü ziyaret eden leylekler dikkatimizden kaçmadı. Ayrıca burada balıklar kuşlar kadar yaşayan insanların da önemli bir geçim kaynağı.
Gölyazı’nda Gezilecek ve Görülecek Yerler
Burası sonuçta küçük bir köy ve gezmesi çok da zaman almıyor. Burada öncelikle görülmesi gereken yerlerden biri köye girişte solunuzda kalan Aziz Panteleimon Kilisesi. Burası yakın zamanda restore edilmiş. Gölyazı Kültür Evi ve Göl Yazıevi, kilise yakınında yer alan diğer cazibe merkezleri.
Gölyazı yolculuğunuzda bir sonraki adres ise Ağlayan Çınar. Yaklaşık 730 yıllık bu koca çınar, Halilbey Adası’na bağlanan köprünün hemen sol tarafında kalıyor. Zaten bu kadar büyük bir çınarı görmeme, gözden kaçırma şansınız yok. Çınarın oldukça ilginç bir hikayesi var.
Gölyazı Ağlayan Çınar’ın Hikayesi
Gelelim Gölyazı’nın devasa çınarının hikayesine. Burası yıllar boyunca Türkler ile Rumların beraber yaşadığı bir Rum köyü imiş. Ancak Kurtuluş Savaşı Sonrası’nda yaşanan mübadele ile buradaki Rumlar Selanik’e gitmek zorunda kalırlar. O zamanlar birbirlerine deli gibi aşık olan Mehmet ile Eleni ayrılmak zorunda kalır. Mehmet sevgilisinin peşinden gider ama Eleni’nin abisi biz artık düşanız gelme der. Mehmet ısrar edince abisi onu hançer darbeleri yaralar. Mehmet son bir güç ile Eleni ile her zaman gizlice buluştukları çınar ağacına gider. Bu durumu öğrenen Eleni de ailesinin yanından kaçıp çınara geldiğinde Mehmet’in öldüğünü görünce sevgilisinin yanında intihar eder. Efsane bu ya, çınar da o günden bugüne ağlar.
Ağlayan Çınar’dan sonraki durağımız ise Halilbey Adası oluyor. Taş köprüden geçip kendimizi tarihi Rum evleri, eskiden adayı çevreleyen surların kalıntılarını görüyorsunuz. Köyü gezdikten sonra civardaki diğer köyleri de ziyaret edebilirsiniz. Ben bu gezimde aynı gün içerisinde Misi Köyü’nü de ziyaret etmiştim. Misi Köyü Gezi Notları yazımdan bu köy hakkında detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Gölyazı’nda Ne Yenir?
Gölyazı bir balıkçı kasabası. Bu yüzden balıkların tadına bakabilirsiniz. Ancak ben göl balığı yemem diyorsanız hem Ağlayan Çınar’ın yanında hem de Halilbey Adası’nda birçok gözleme yapan teyzeler var. Buranın en meşhur lezzet durakları:
1) Apolyont Restaurant
Balıkları ve serpme kahvaltısı ile meşhur. Belki de Gölyazı’nın en bilinen lezzet durağı.
2) Hamam Cafe
Buranın sahipleri oldukça ilginç. Bir tanesi ile gezimiz esnasında ayaküstü sohbet etme fırsatımız da oldu. Zamanımız kısıtlı olduğu için deneyimle şansımız olmadı. Ancak eski bir hamam bugün oldukça keyifli bir kafeye çevrilmiş. Soluklanmak ya da güzel bir kahvaltı için düşünülebilir.
Tabi ben gittikten sonra burasının esnafının da bozulmaya başladığı yönünden duyumlar alıyorum. Bu konuda yazıma çeşitli yorumlar da geldi. Maalesef bu Türkiye’nin genel bir sorunu. Hizmet kalitesini aynı seviyede tutmayı çok başaramıyor ve gelen turistleri kaçırabiliyoruz. Ben gözümle kötü bir deneyim görmediğim için sadece bu kadar uyaracağım.
Gölyazı Köyü’ne Nasıl Gidilir?
Gölyazı İstanbul Florya’dan yaklaşık 292 km ve 4 saat gibi bir sürede ulaşılıyor. Bursa İzmir otoyolunda İzmir yönünde 35 kmlik bir mesafe yer alıyor. Tabi yeni yapılan Osman Gazi Köprüsü’nü kullanırsanız mesafe bir anda 195 km’ye kadar düşüyor.
Biz bu yolculuğu Citroen C4 Cactus ile yaptık. Otomobil hakkında izlenimlerimi “Citroen C4 Cactus Nasıl?” adlı yazımda yazdım. Okumak isteyenler aşağıdaki linkten yazıya ulaşabilir. şekilde yazdım.
Gölyazı Hava Durumu
Gölyazı ziyaretine gitmeden önce hava durumunu kontrol etmek isteyebilirsiniz. Yoksa bizim gibi seyahat esnasında bolca ıslanma durumu ile de karşı karşıya gelebilirsiniz. Malum havaların ne olacağı belli olmuyor. Gölyazı’nda hava durumunu öğrenmek için bu linke bakabilirsiniz.
güzel bir çalışma olmuş, elinize sağlık…;)
Bende naçizane kendi notlarımı paylaşıyorum umuarım beğenirsiniz.
Bilgilendirmeler doyurucu emeğinize sağlık
Kimse Gölyazıya gitmesin…… Gerçekten kimse gitmesin oradaki esnaf köylü para kazanamasın bak bakalım bu hafta sonu yapılan saçma sapan araçla girme yasağı iptal olmuyor mu? Bugün bizde Gölyazıya gidip kahvaltı yapalım dedik ama burnumuzdan geldi. Dikmişler 2 zıbidi memuru pardon zabıta memuru… Mercedesi BMW lere geç diyor diğer araçları çok ta kibar bir dille otopark a alıyor. Otobüslerde 15 dk dolmasını bekliyorsun…. Yani anlayacağınız paranızla rezil oluyorsunuz… GİTMEYİN GÖLYAZI YA GİTMEYİN ki bu saçma kararlarını gözden geçirsinler.
kimisi gitmeyin diyor kimiside gidin nasıl bir yer merak ediyorum
kimisi gitmeyin diyor kimiside gidin nasıl bir yer merak ediyorum
Bence görülmesi gereken ilginç bir yer. Gitmeyin diyenler sanırım esnafın tavrından rahatsız olmuş. En kötü gider gezer sonra da yandaki diğer Misi, Trilye gibi köyleri gezmeye geçersiniz.
gölyazı çok güzel bir yer. gitmenizi tavsiye ederim orası benim köyüm. çok güzel havası var.beğeneceğinizden eminim
Kesssinlikle gidip görülmesi gereken ender ender w d ilginç yerden 1i..